Vicky Christina Barcelona yı izledim. Ne o öyle. Vicky ayrı bi salak, Christina bi ayrı. Biri evlenicem diyo ama daha evlenecegi adamı seviyo mu sevmiyo mu belli degil. Öbürü aşk istiyo ilişki istiyo ama ilişkiden ne bekledigi belli degil.

Hayır bide filmin açıklamasında Vicky tutucu, Christina özgür denmiş ya ben ona bittim, nişanlı 2 hafta sonra evlenecek bir hatun 2. günde biraz şarap iki de gitar tıngırtısı eşliginde ressam olacak Mutaf'ın 2 beden büyügü elemana verdi ya, bu ne tutuculuk aman yarabbim. Ne yani Christina şimdi penelope ile iki yalaştı bi öpüştü diye mi özgür oldu. Vicky taktı boynuzu adama, huuu. Adamın ruhu duymadı. Yazık degil mi bu adamcegize? Kendisi ne tertemiz bir insan ki Amerika gibi yerde pipisine dügüm atıp kahve yudumlayarak nişanlısını bekledi..Nişanlı vicky naptı, ben ona "kirli donumu virmem" diye burun kıvırdıgı herife köpek oldu. Püü boyun bosun devrilsin viki.

Ya Christina ya ne demeli? Çatlak karının tekiyle sevgilisini paylaştı, mutlu oldum sandı olamadı, sıkıldı ben oynamıyorum dedi. Aslında maria elena nın dedigi çok dogru. kronik memnuniyetsizlik bu hanımkızımızdaki. ama en azından dürüsttü degil mi? Mutaf ilk geldiginde " hey ben size çakayım mı ne dersiniz" teklifinde bulundugunda vicky gibi yalancıktan tutuculuk yapmadı, "hmm olabilir ya neden olmasın hem macera olur yani" gibi sırıtttı sırıttı durdu..

Ya işin kötüsü ne biliyomusunuz bu dünya Christinaların degil Vicky lerin. Vickyler prestijli kocaları ile çoluk çocuga karışırken Christinalar da "sana bahsettigim şu ırıspi şurda bak gördün mü" diye parmakla gösterilir. amanın hele türkiye gibi yerde.

Christinam etme eyleme. Senin heyecan arayışını anladım ben güzel yavrum ama öyle yeterince sevişirsem, her önüme çıkan şeyi denersem mutluluga ulaşırım düşüncesiyle olmaz bu işler.

Maria elena sana hiç bi lafım yok, Allah vurmuş bide ben komayım dedim..

Ya bir de bi zamanlar bi mutaf vardı ne oldu ona demek istiyorum, Kendisinin internette 5 k dan büyük resmini bulabilene aşkolsun fakkat Javier Bardem mutaf benzerligi dudak uçuklattı sayın okuyucularım..

İşte bu yukarıdaki nesli tükenmiş şarkıcı Mutaf'ken

Bu da hepinizin bildigi javier bardem. (adamın ismi mobilya markası gibi maşallah)

Okuduklarımızı iyice anladık mı? İşte tekrar bakalım; Bu filmden ögrendiklerimiz:

1- Barcelona Malatya'dan daha modern bir şehir.

Woody Allen lafım sana! Sen yiyosa gel "Hayriye Süreyya Malatya" diye bir film çek burda. Valla malatyanın orta yerinde o entel dötünü kayısı keser gibi kesmezlerse ne olayım. Karımızın kızımızın namusuyla mı oynuyorsun lan godoş diyerek. Bu yüzden ben düşündüm ki Barcelona malatyadan daha moderen. Neden mi Malatya? Kafiyesi yüzünden.

2- 3 kişinin girdigi aşk, aşk degildir
Olmaz yani. Gördünüz fenalık geldi kadına. Aşk iki kişilik bi koltuktur canım. Üçüncü kişi oturursa ya çöker ya da biçarenin yarısı dışarıda kalır. Garibim Christina bu manyakların ilişkisine missing ingridient olacam diye başım öne egilmesin aldırma christy aldırma modunda dolaşsa da olmadı, olamadı.

3- Asıl Vicky gibilerinden korkmak lazım
Bu mesajımızı yazının başında alamayanlar, mümkünse blogumuza girmesin artık.(blogumuz!!! oha iyi saatte olsunlara karıştık onlayn olarak..yuhheey)

Sonuç:
Koyacan kardeşim bu vicky i maria elenayı cristina yı malatyanın bi köyüne, sürücen tarlaya, bak bakalım dertleri kalıyomu..

haa tabi vudi elin'ı da köy kahvesine koyalım ki hayatın anlamını kavrasın degil mi???