işten çıktım

Tanrım!
yarın sabah erken kalkmayacağım
ya bozulursa diye düşünecek HİÇBİŞEY yok..

tabi ingiltereye gidince iş bulma derdi var ama inanın korkmuyorum. ne iş olsa yaparım abi :)

exlibrisin ne olduğunu geçen sene öğrenmiştim ve öğrendiğim günden beri püskevit hasreti çeker gibi "benim de olsun, bizde niye yok?" diyordum.

Etsy'deki Asspocketproductions sağolsun aldık kullanıyoruz. benim için çok özel bir yeri olan alis harikalar diyarında temalı bir seçim yaptım pek de memnunum.

her cuma biterken, iş yerinden bloguma cuma güzeli girerdim.. bu işteki son cuma. acaba bundan sonraki cuma güzellerini nereden gireceğiz bakalım?

Özgürlüğe son beş iş günü  :)

Salı günü buradan ayrılıyorum. 6 senedir gelip gittiğim şirketten yani!
bunlar son günler olduğundan, kafamda kalan bilgi kırıntıları var mıdır diye, panikle ve telaşla "ay bunu buraya taşıyalım" "şu şurda olsun" gibi yaklaşımlar var, ama olsun.

Ben mutluyum.. Hayatımı değiştirmek istedim ve bunu yapıyorum kendime olan saygım arttı yahu!

Bu arada Usta ve Margarita'yı okumaya başladım ve feci sevdim, bayıldım yahu! Acayip ötesi, tam benlik bir kitapmış, neden daha önce okumamışım ki :)

cinlerim tepemde.

cidden çok sinirli ve kırgınım. insanlar artık bizden hiçbir şey istemese. üstümüzde baskı hissetmesek. neden siz onlardan bir şey beklemediğiniz halde kişiler sizden sürekli beklenti içine girerler? iliişkilerde mesafeleri korumak neden bu kadar zor? çok doluyum. üzgünüm çok.

dünden beri sürekli düşünüp düşünüp sinirleniyorum, cinlerim tepemde horon tepiyor.

bana sormadan benden onay almadan iş yapılmasına dayanamıyorum.

çok yorgunum. aylardır mehmet de ben de çok yorgunuz ve artık kimseyi, ikimizden başka kimseyi düşünmek zorunda olmak istemiyorum. umarım böyle olur ilerisi için...

etsy'de bir steampunk aksesuarları var ki aman yani!
bu kadar pahalı olmak zorunda mı bunlar?

az önce deprem oldu. öyle salladı ki kendimizi aşağıya aattık hemen. daha yeni çıktık yukarıya. köpekler çok havladılar, ondan da korktum biraz.

9 gag i çok seviyorum ya.
bunu çok çok çok sevdim şu kedinin surat ifadesine baktıkça gülmekten ölüyorum :))

evet, istifa ettim bu hafta başında. sanırım tam olarak 16 mayıs pazartesi günü yaptım bunu...

Dostlar, Romalılar, Enviye kutuları, atom bombaları, Atık piller, Evimizin baştacı masa örtüleri, çıplak ayaklar, yalnız nalınlar, midilliler ve diğerileri:

Ben, İngiltereye gidiyorum! Hem de temelli.

İş yerimle dün istifa edeceğime dair konuşmamı yaptım. Bunu ben yaptım, inanabiliyor musunuz? Ben kendime biraz inanamadım da..

Neyse, sonuçta biz bir aksilik olmaz ise, 2-3 hafta sonra İngiltereye taşınıyoruz. Yüksek olasılıkla 30 Mayıs Haftasında.

Ben hala inanamıyorum, Allah yardımcımız olsun! Bu arada halihazırda merak edecek cancişler için söyleyeyim, eşim iş buldu ama ben işsizim :-) yani 30 mayıs itibari ile işsiz bir topik olacağım ! İngiltere, sıkı dur ben geliyorum!

Yaşayacağımız yer ise dünyanın en eğlenceli kasabalarından biri olan(kuyruklu yalan), genç ve dinamik (nasıl da yalan) Miltoooooooon Keyneeeeeeeeeeeees. aha burada daha evvel Milton keynes hakkındaki gerçekleri yazmıştım.

bjork'un bu şarkısına bayılıyorum, napayım?

denize tecavüz ettin
havaya
bulutlara
balıklara
ve
özgür kaldığını sandığımız
kanatları katranla sıvalı kuşlara

ciğerlerimize doldun
tükeremeyiz kusamayız seni.
ceplerimizi doldurdun bunu dert etmeyelim diye.
hayatımızı satın aldın.

garip, kara bacalarının içinde
yüksek, kaldırımsız yollar,
hasta olmaya mahkum
gelecekten korkan insanlarla
paranın emrine amade,
bitmeyen bir savaş gibisin.

İnanmak istemediğimiz, isyan yaratması gerekirken medyada kıyıda köşede kalmaya mahkum olmuş bir haber daha.

unutmayın bu kadının yerinde her hangi birimiz de olabilirdik.

O zaman bunu yayalım, paylaşalım, bu haksızlığı yapanlar ve yapımında emeği geçenlerin yüzü kızarana dek..

Kızını öldüren adam 3 ay hapis yatıp çıkıyor. Bunun acısına dayanamayan anne, gidip Adalet Bakanlığında sesini duyurmaya çalışıyor ve 1 sene ceza alıyor.

Bir canın bedeli 3 ayken, Bakanı müsteşarı protesto etmenin bedeli, 1 sene beyler bayanlar.

Haberi okumak için:  http://bit.ly/mRdb7V

manik depresif

neden kendime bunu nick seçmemişim bilmem ki..

Bu bir Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı beyanatı.


Bravo size, aynen bu kafada devam. Türkiyenin Sansüre sessiz kalan koyun insanlarına az bile. 22 ağustosta internetin yarısı kapanıyor, hepimiz oturalım yerimizde, en iyi tepki bu bence de.

Ben bu filmi hiç beğenmedim. Ekşi Sözlükten biri duygularıma tercüman olmuş:

iki boktan karakterin les gibi yasantilarini anlatan vasat film. gordukleri her degisik seyi ikonlastirmak isteyen karakteri sallantida insanlar icin ideal.

Mevzubahis radyo programını hiç dinlemedim. Ancak bir baltaya sap olmamayı marifet sayanlara ezelden beri kılım, elimde değil. kim kimi kaybetmiş bilemiyorum... Lıkır lıkır yabancı içkileri devirirken kendini kaybeden atfedenleri de anlamıyorum malesef.

bir de her an canının istediğini yapan, yapabilen, bu özgürlüğü elinde tutan biri nasıl kendine kaybeden der aklım almıyor.

Her şeyin başı para . adamın elinde, götünü yayıp kaybeden triballiği yapacak kadar parası olmasaydı, bir baltaya sap olmayı o zaman umursar, asıl o zaman görürdü  "kaybetmeyi"

kendimi çok iyi, hatta bomba gibi hissediyorum.
ama çok iş var..
ve şimdi tuvalete gitmem lazım.

ya bizim bir karar vermemiz lazım,
hatta mehmet verdi o kararı
ama ben neden noktayı koyamıyorum

mehmet yüzüme bakıyor, diyor ki: geriye dönüp bakma
ben neden, üç tekerlekli bisikletine bakan çocuk gibi kalakalıyorum?

sabah uyanıyorum, içim umutla doluyor, hadi yapalım, yapalım diyorum.
akşam oldukça beynim yere çömeliyor, sünüyor. yapamazsın! yapamazsn sen! diyor

iki arada, ortada, penaltı, gol.
ne edeceğim ben, Allahım akıl ihsan eyle Ceren kuluna. kendim olmak, şakasına söylemiyorum, cidden çok zor bir şey be ya.

sabah gitmek, akşam kalmak istiyorum.
neden sabah başka, akşam başka biriyim.karar vermek bu kadar zor mu,
aaaaaaaaa ama!