İngiltereye geldim geleli önce idrar yolu enfeksiyonu yetmedi üreme organlarımla ilintili sorunlar başımın belası oldu. Zaten vesveseli biriyim o yüzden kendimi doktorlara fırlattım. Neyse ki urine infection geçen hafta noktalandı. Ancak bir akıntı problemim var ki hafiften bir sağ yumurtalık ağrısı da eklenince kendimi Sexual Health Center’a atmam şart oldu.

Aslında burda olay şöyle işliyor. GP denilen birim, başvurabileceğiniz ilk nokta. GP’ler bildiğiniz sağlık ocakları pratisyen doktorlar var. Şikayetiniz varsa önce buraya gidiyorsunuz onlar gerek görürlerse sizi hastaneye / uzman doktorlara sevk ediyorlar. Fakat biz daha yeni taşındığımız için henüz buradaki sağlık sistemine yani GP’ye kayıtlı değiliz. Geçen Cuma kayıt yaptırdık ancak 10 günü buluyormuş bu kaydın aktif olması. Bu nedenle ben de şu ana kadar Walk-in centre olarak tabir edilen acil servis benzeri bir yere gidiyorum. Geçen hafta da buraya gittim. Adı üstünde walk-in centre. Yürüyüp giriyorsun sadece adını söylüyorsun ve sıranı bekleyip yine pratisyen hekimi görüyorsun. Ne pasaport, ne bir şey sormuyorlar. Ben giderken çok çekinmiştim, memleketinde niye gitmedin kardeşim doktora, buraya gelince mi aklına geldi hastalık? diye çemkirecekler diye. Ama  Hemşireler o kadar güler yüzlü ki. Çıldırtıcı olan tek şey şu ki, her şey son derece yavaş. İlk gittiğimde tam 2 saat 40 dakika bekledim. İleride GP’den randevu alırken de böyle olacakmış, 1 ay sonrasına falan veriyorlarmış telefonla. Eğer o gün doktoru görmek istiyorsan sabahtan gidip yine sağlam bir süre beklemek gerekiyormuş. Eh artık.. Bizim sağlık sistemi cidden iyiymiş lan diyeceğimi hiç düşünmezdim!

İşin garip yanı da şu. Dedim ki hiç bunlarla uğraşmayayım direk özel doktora gideyim artık vajinadan sürüntü mü alır, ultrasonla mı bakar, ne yaparsa yapar. Mümkün değil! Özel doktora gitmek için bile sizi GP’nin sevk etmesi gerekiyor. Bu ülkede kafama göre uzman doktora gideyim demek mümkün değil. Türkiyede canımızın istediği gibi jinekologi,  dahiliye uzmanı, cildiyeci gezileri yapıyoruz halbuki…

Neyse bu sabah kalktım Sexual Health Centre’da aldım soluğu. Yine şişmanından topak bir hemşire “Are you allright darling, Take a seat I’ll hand you the forms” dedi. Sonra bana formları getirdi. Çok komik geldi formdaki sorular, kendi cinsinizden biriyle seviştiniz mi; son 2 hafta içinde 1 den farklı adamla işi pişirdiniz mi, uyuşturucu aldınız mı, vs. gibi. Kısacası sizin kukumançoların trafiği ne durumda, yoğun mu? Diye soruyorlar. HIV testi formu bile doldurdum. Gerekecek mi dedim bu test? Zaten evlenirken yaptırmıştık başka adam yüzü gördüğümüz de yok tek eşliyiz kutup ayılarını kıskandıracak seviyede hem de. Ponpon teyze valla health advisor’unla senin aranda ben bilemem HIV testi isterse yaparlar dedi. Ben de napabilirim, omuz silkip, Formları verip bekledim. 20 dk kadar sonra başka bir tontiş teyze gelip Are you ova? Diyerek beni bir odaya aldı.

Benim adım Linda,

Sexual Health advisorum burada

 evet yavrum derdin nedir?

Umarım ciddi bir şey değildir..

Temalı bir girizgah sonrası durumu açıkladım. “You’ve come to the right place” diyerek sevinç nidaları attı teyzecigim. Sevimliler ya… Allah bilir buraya sevgilimin pipisini tuttum hamile kalmış olabilir miyim diyen kızcağızlar bile geliyordur.. Kadın da benim gibi ne istediğini(!) bilen birini gördü diye mi sevindi acaba??  Neyse, Linda bana bekleme salonuna geçmemi söyledi yine. 1:30 da başlıyormuş muayeneler . İlk hasta da benim..

Şimdi bekleme salonunda oturuyorum her tarafta Use a condom temalı el yapımı posterler var.. Minik minik broşürlerin nerdeyse tamamını okudum: trichomonas, chlamydia, gonorrhoea gibi kuku / pipi hastalıklarından olabildiğince sevimli biçimde bahsetmişler..

Böyle yani. Az sonra muayene olacağım için gerginim o sandalyeye oturup bacaklarını ayırmayı hangi kadın seviyor ki? Ayrıca en özel bölgelerimi bir iki kişi daha görecek çok acı bu L

Neyse bakalım neler olacak. Bana 2 buçuk ay önce, temmuzda ingilterede bir sexual health clinic de olacaksın bebeğim deseler hadi len derdim.

Hayat cidden tuhaf valla…