Uzun zamandır LCD monitorlere karşı kaktusler en babacan dostlarımız, onlar hem radyasyona hem de bilgisayar ve parçalarının diger bütün pis kaka etkilerine karşı gögüslerini dikenlerini siper ediyolar cıngılına kulak kabartmıs ve "aman tanrım hemen bi kaktus almalıyım ben ya, kaktusler insanlıgın en hakiki dostlarıymıs da haberim yokmus" diyerekten yanmıs yakılmıstım.

tüm bu yanma ve yakınmalarımı onun yanında yaptıgımdan olsa gerek sevgili annecim bana bi kaktus aldı. Kendisinin seksi fotografları icin tıklamanıza gerek yok az aşagıda.



Onu ofisime götürdüm tabi ki. Bilmeyen bilmez, kendime ait bi odam var. Gerçi bu kış open office modeline geçiyoruz ama olsun. Kaktüsümden kimsenin rahatsız olacagıonı sanmıyorum

Dün serayla konusurken kaktüs aldım dedim, aman da hemen adını sordu. Ya evet kendisi sardunyalarına isim takıcak tıynıyette ben niye olmayayım? hemen o dakkasında cevabımı bulmuştum. Kirpiye. Kirpiyem, canım, kavuncu cicekli bakire bitkim benim. Senin dikenine erkek arı bile deymücük. Saf bedenin yalnızca benim benim benim olacak! nihahaha




Ya bu dandik cep telefonumla ancak bu kadar cekebiliyürüz. Ama sevdim essegi. bunu secerken annemin favori renginn kavuncu olmasından da etkilendim elbet. ama en cok çük gibi 8 uzantıdan olusması karar vermeme etkendi. Çünkü digerleri ya top seklinde idi, ya da cidden cük gibi upuzun. aman enguzeli bu, cicekleri düşse bile 8 tane parmagı var dedm.

Hafiften yana kayık bi insan kirpiye. dokundu mu da acıtıyor. bakısıyoruz karsılıklı.

Yalnız acı olan su, kirpiyenin icinden beyaz minik bi örümcek cıktı. Öldürmeye de kıyamadım. Salak 3 gun sonra kahverengi oldu. monitorun ustunde takılıyo kendince. bazen oturuyo ben çalışırken bakışıyoruz. bazen de kalemlige ag örmüş, inip çıkıyo. onun adını da lülü koydum, çok münasebetsiz bi yaratık kendisi. hem iki günde beyaz bebelikten kahverengi yetiskinlige gecebildigi icin dusunuyorum da, öldüremem onu, zaten hakkın rahmetine kavuşacak yakında.
en azından mutlu ve huzurlu bi örümcek olarak ölsün dimi ya!