Rüyalarla yaşıyor bazı ibneler..

  • Şubat 07, 2011
  • By Ova (Excuse My Reading)
  • 1 Comments

Trendeyim.

Soğuk.

Nefesimin bulutlandığını gördükçe yüreğim daha da soğuyor. Belirsizliğin içinde saatte 110 kilometre kararsızlıkla gidiyorum. Bir duvara çarpsam,  canımın yanmasına ağlamaktan çok bu yolculuğun bittiğine sevineceğim. Gökten dev bir el inecek. Beni kaldırıp, üstümü başımı silkelemek, yaralarımı sarmak ve saçlarımı düzeltmek için. Gözyaşlarımı silecek. Annem olduğunu sanacağım, ama annem değil, kokusu başka. Ben her yere kendi ayaklarımla gitmek zorunda kalacağım artık. Sadece kendi ayaklarımla koşmanın ne kadar korkunç ve tasavvur edilemez bir mutluluk olduğunu hiç tatmamışım ki ben. Rüzgar yüzüme vurdukça insandan çok hayvan olacağım, içgüdülerine aşık, kokuların cazibesine kapılmaya meyilli, dişlerinden korkmadan bağıran bir hayvan.

Özgürlük biraz da insanlığını terk etmekte. Özgürlük kaybolmaktan korkmamakta.

Kimliklerin içinden sıyrılıp varolmanın hafifliğinde yatıyor özgürlük.

Bir rüyada, bir kaplandan duymuştum bu sözü: "İçinde korkularını parçalayacak kadar vahşet barındırmayan kimse mutlu olamaz."

You Might Also Like

1 yorum

  1. "Kimliklerin içinden sıyrılıp varolmanın hafifliğinde yatıyor özgürlük." bir bu söz bir de son söz bitirdi beni.

    YanıtlaSil

en derin düşüncelerini dök bebeğim