Hellgate London : Yalnız bir Evoker'in hüzünlü öyküsü

  • Şubat 11, 2008
  • By Ova (Excuse My Reading)
  • 0 Comments



Zebanicik, Londra 'da ne şin var , dil öğrenmeye mi geldin?


Efenim, Hellgate London çıkalı yıl oldu, ben de bayadır oynuyorum, ama velakin yazıyı yazmak bugüne kısmetmiş. Hellgate London, bildigimiz veya hala bilmedigimiz gibi, şeytan ve zebanilerin, ruhlarla kötülüklerin, kısacası cehennemin Londrayı basmasını konu alıyor.
Oyun, Öyle bir Diablo-vari biçimde pompalandı ki bize, çogumuzun tepkisi oynadıktan sonra bu muymuş?? Oldu. İddialı geldi mübarek sonuçta. 6.7 gb lık bir oyun. Videoları mükemmel..
Bişeyler bekliyosun sen de ister istemez. Ben kendi adıma oyunu tatmin edici buldum, ama başıma işler geldigi için gene de bitiremedim.
Son questlerden biri oldugunu tahmin ettigim bir yerde takıldım habire yeniden başlıyor quest.
Benim bu şikayetimden de anlayın ki, oyun biraz bug'lı, evet.Ve ne yazık ki bizi raid sineksavar kurtaramıyor...

Gelelim oyunun genel yapısına!

Ben genelde Büyücü ile oynarım, O bakımdan summoner bana çok pasif geldi, Saldırgan davranışlara yatkın olabilecegim Evoker i tercih ettim. karakter yaratma ekranı da hoş yani, boyunu posunu, şişkolugunu, saçını , gözünü her şeyini istedigin gibi şekillendirebiliyorsun. Ve karakterimizi seçip oyuna giriyoruz. Ben büyücü seçtim ama, Guardian ve Blademaster tarzı meele yogunlukta dövüşçüler, bir adet Archer-Marksman, bir adet Engineer da mevcut. Ayrıca Summoner de var.


Oyuna girer girmez bir incoming video transmission uyarısı geliyor ve anam! diyorsunuz. Fekat bu süpper teknolojik izlenim, bir kaç dakika sonra ortama alışınca bitiyor. Özellikle de metro istastyonuna girip, kimi npc lerin içinden geçtiginizde. Bir oyunda en kıl oldugum seydir. O bir insansa ben içinden geçemem! 6.7 gb lık oyun yapmışsın, hala adamın içinden koşarak geçebiliyorum, olmaaaaaz!

Eleştiriler bir bir başlıyor : Yaratık

Sonra, yaratıklar... tanrım aynı yaratıkları sadece renklerini ve isimlerini değiştirerek kullanmak.. Tamam bu Diabloda da vardı biraz ama Diablo'da en aızndan mekanlar Act'lar arasında geçtikçe bambaşka oluyordu. Ayrıca yaratıkların unique ligi vardı, her act ta değişik ve oldukça garabet yaratıklar etrafımızı sarıyordu.

Ama Hellgate'de Act - Bölümler arasındaki mekan farklılıgı : hiç yok!!! sürekli aynı yer altı koridorlarında, aynı sokaklarda, aynı metro raylarında koşturuyorsunuz. Eh dogal olarak bir yerden sonra içinize sıkıntılar basıyor. Hadi yaratıkları geçelim, ama mekanlar çok önemli.Oyunun en başından beri aynı koridor ve sokaklar yahu. Bomba bir oyun yapıyorum diye piyasaya çıkıyosun, Kabul edilemez!

Peki ya Eşyalar?

Eşyalar oyunun yüz akı sevgili oyunseverler. O kadar çeşitli silah ve ıvır zıvır var ki, hele silahlara bir çok şeyin takılabilmesi ve çıkarılabilmesi olayı süper. Bunu çözebilmek için oldukça vakit kaybettim aslında ama bu tamamen benim çapsızlıgım olabilir :)

Silahınıza ister relic, ister rocket ve battery takabiliyorsunuz. Ve çeşitli statlarınızdan düşüyor bu taktıgınız seyler.. Yani şöyle. diyelim normalde willpowerım 40. Giymek için 5 willpower gereken bir giysi var, bunu giyince artık willpowerınızdan 35 kalıyor, yeni giysiler giymek için.

Bu şekilde tüm özellikleri doldurup manyak itemler yarattıgınızda çogu kez giymek için level atlamayı bekliyorsunuz, ve eksik olan stat'ınıza basıp itemi giyiyosunuz :) zevkli yani, oyunu sürükleyen en önemli unsur oldu benim için.. tabi sizi bilemem

Skillerden haber ver bir de

Skiller, yine beni üzen bir detay oldu. Ya da belki Evoker için bu olay söz konusu. Büyük bir iştahla bekledigim Level 20 üzeri büyüler o kadar tırt tı ki.. Hep düşük seviye büyüleri geliştirerek oynadım bu yüzden : Ben evoker cigimi, Aşağıdaki bulanık da olsa skilleri gösteren





resimde de daire içine almış oldugum skillerine yogunluk vererek bir ölüm makinesi halne getirdim.

Summon ember yeteneginize +4 tane summon etmenizi saglayacak kadar yardımcı olacak bir zırh veya eşya bulursanız demeyin keyfinize. önden koşan küçük köpek formatındaki bu emberlar yaratıkları oyalarken siz üstlerine ateş yagdırabiliyorsunuz. Bu emberlar köpek gibi, insan duygusal bag bile kuruyor be. Hatta öldüklerinde "açılın ulen köpekleeeer kıydınız minigime" diye zombilere dalıp geberebilirsiniz... :)

Toparlamak gerekirse, Ateş kısmının ilk büyüsü Firestorm ve diger bir büyü olan Demon spine benim major saldırı büyülerimdi. Tabi bu büyüleri silahlar yardımı ile kullandıgımızı da söylemeden olmaz. Bunların yanında, bir de Lightning field alınırsa, önden emberlar yollanır, bir lightning topu atılır, sonra zaten o kadar kolay oluyor ki öldürmek geri kalanları.

Bir de bu yetenek agacının açıklamaları berbat ötesi, hiçbir şey anlaşılmıyor, kınıyorum. Nedir bu diye alıp puan harcamak zorunda bırakan cinsten.

Sonunu göremedim, kaldı gözlerim yaşlı

dedim ya takıldım kaldım bi yerinde mendebur oyunun... İnanın şu oyundaki Grotesque yaratıgı gibi silkindim o an, ama death maggotlarım düşmedi. Şu an 5 kere bitirdim aynı questi ama hala olmuyo, bug lı bu oyunu alıp evirin cevirin, ben söylemeden içimden geçeni yapın sayın yapımcılar.

Saatlerini harcadıgın oyunun bitmeden böyle çakılması boktan durum tabi, aynı şey Divine Divinity de de ana questin heder olması , gelmesi gereken bir karakterin gelmemesi şeklinde başıma gelmişti. İnsan üzülüyor tabi...

O yuzden oyunda save mekanizması olmadıgı için, size tavsiyem oyunun directory sinden de arada bir save ediniz.

Özellikle Necropolisi geçtikten sonraki Knowledge ve Leadership testlerinde...

Son kelamlar

Hellgate london, oynanabilirligi yüksek bir oyun. Yaratıkların saldırırken takılıp kalmaları veya vurdugunuz yaratıgın bir anda uzaklarda belirip orda ölmesi gibi saçma sapan hatalardan arınsa; bir de benim gibi bahtsızlar questlerin içinde hapsolmasa gönül seyran olurdu tabi, ama bence Diablo türü oyunları seviyor, keserim biçerim, çok diyalog olmasın diyorsanız, eşya zenginligi ile gözleriniz kamaşacak ve Hellgate 'i seveceksiniz. D&R da 50 ytl, yakında daha da ucuzlar, bence korsanlık yapmayın, adam gibi alın orjinalini huleyyn!!

You Might Also Like

0 yorum

en derin düşüncelerini dök bebeğim