Oscar 2008'in en şık iki kadını
- Şubat 26, 2008
- By Ova (Excuse My Reading)
- 0 Comments
Şık - 1 Jennifer Garner
Aslında Resimlere bakmak yeterli, çok da konuşmanın luzumu var mı?
Elbise siyah oldugu için, belki biraz kolaya kaçmış denilebilir. Ama gerek duruşu, gerek üzerindeki saç ve makyaj eşsiz kılıyor Jennifer hanımı.Bir kere bu dogal saçlar, hafif makyaj cidden çok göz okşayıcı. Tüm törene hakim yorucu ve bogucu kırmızı makyaj-elbise furyasından etkilenmeden ön plana çıkıyor.
İşte, kendine yakışanı giymek budur arkadaşlar! saçı, makyajı, kostumu herşeyi ile, özettir bu görüntü...
Şık - 2: Keisha Whitetaker
Tüm törenin en güzel duruşu, en güzel kıyafetidir benim gözümde.
Bakınız Keisha hanım agır agır elmaslara, altınlara mücevherlere ihtiyaç duymamış güzel kıyafetini taşırken. Ne de iyi etmiş... Kıyafetinin mükemmel detayları zaten hepsini karşılıyor. Saç da harika! Yüzüne inanılmaz uymuş. Bileklik de elbise-saç-makyajla, herseyle uyumlu, daha ne olabilir ki?
Keisha Hanımefendi bir kuğu degil belki, ama kıyafetinin yardımı ile bir kuğu olmayı başarmış. Yıldızlı 10 hakkıdır.
Eveeet benim oscar kıyafet yorumlarım bunlar.. bu sene gönül Angelina Jolie, Charlize Theron, Halle Berry, Kate Winslet, Reese Witherspoon gibi oscar şıklarını da aralarında görmek isterdi, ama malesef yoklar. Hakikatten nerde onlar??
Eveet devam ediyoruz bir önceki yazımıza.. şıklıgın kaçınılmaz olması gereken bir arena oscar töreni. öyle ki rüküşleri, özensizleri neredeyse aslanlara parçalatacaklar. Katherine Heigl i ise ben güzel kıyafetinden dolayı affetsem de, bakınız nelerden dolayı kızdım kendisine. (çok da umrundaydı sanki )
Katherine Heigl : 7
Ah katherine im, boy sende, pos sende, yüz güzelligi endam sende. Bana göre ne Nicole kidman, ne Jessica Alba ne baskası eline su dökemez, güzellik hususunda. Fekat bu makyaj bu saç ne ketrin? ne bunlar? neden oldugundan 10 yas daha yaşlı görünme konusundaki bu azmin? Allahaşkına kızcagızın aşagıdaki iki resmine bakın. Aradaki 10 fark degil de, aradaki 10 yas fark tan söz ediyorum.
Penelope Cruz : 8
Penelope Cruz hanımefendi, ne giyse ben de giyerim, o derece zevkime uygun bir bayandır. Hele geçen seneki şampanya rengi elbisesini hatırlayanlar bileceklerdir ki, P.C. her zaman güzel giyinir. Bu elbise de cidden enfes. Özellikle detayları ile anlam kazanıyor bence.
Artı makyajı, elbisesinin Kolye takmasını geektirmeyen süper yakası... Enfes! Saçlara da bayıldım... Tebrik ediyorum kendisini efendim, leziz bir kılık olmuş cidden.
Anne Hathaway : 9
Yavaştan yavaştan top ten i tamamlıyoruz.. Bakınız resimlere bakılmaya doyamayacagınız kadar güzel bir insan Anne H.
İnanın bu yıl Oscar'a bakınca en carpıcı elbiselerden biri olarak gördüm bu kadının giydigi elbiseyi. uzaktan düz ve iddiasız göründügüne aldanmayın, yakından bakalım.
Renk, model, Duruş, herşeyi ile genel ortamdan farklı bir elbise. (tamam renk degil herkes kırmızı giymiş)
Ama ayrıntılar.. ayrıntılar
Bakınız efendim şu elbisenin yakasındaki süslemelere, kumaşının güzelligine ve Anne hanımkızımızın onu nasıl taşıdıgında. İçten bir 9 u hak etmiyor mu? Sırf bu renk için , yani bu göz yakmayan kan kırmızısı için, tebrik ediyorum ben kendilerini ve elbiseyi yapanları da. Süper renk.
Saç harika, gençliğinin altını kalın kalın çizen, kabartılmış bir at kuyrugu. Çok hoş çok...
Katherine Heigl : 7
Ah katherine im, boy sende, pos sende, yüz güzelligi endam sende. Bana göre ne Nicole kidman, ne Jessica Alba ne baskası eline su dökemez, güzellik hususunda. Fekat bu makyaj bu saç ne ketrin? ne bunlar? neden oldugundan 10 yas daha yaşlı görünme konusundaki bu azmin? Allahaşkına kızcagızın aşagıdaki iki resmine bakın. Aradaki 10 fark degil de, aradaki 10 yas fark tan söz ediyorum.
Bakınız tazecik bir gonca gibiyken nasıl
makyajla40 yasındaki teyzelere dönülür...Yok cancagizim sana gitmemiş bu makyaj...Tamam kırmızı geceye damgasını vurdu ama herkes kırmızı giyinmek zorunda degil!
makyajla40 yasındaki teyzelere dönülür...Yok cancagizim sana gitmemiş bu makyaj...Tamam kırmızı geceye damgasını vurdu ama herkes kırmızı giyinmek zorunda degil!
Penelope Cruz : 8
Penelope Cruz hanımefendi, ne giyse ben de giyerim, o derece zevkime uygun bir bayandır. Hele geçen seneki şampanya rengi elbisesini hatırlayanlar bileceklerdir ki, P.C. her zaman güzel giyinir. Bu elbise de cidden enfes. Özellikle detayları ile anlam kazanıyor bence.
Artı makyajı, elbisesinin Kolye takmasını geektirmeyen süper yakası... Enfes! Saçlara da bayıldım... Tebrik ediyorum kendisini efendim, leziz bir kılık olmuş cidden.
Anne Hathaway : 9
Yavaştan yavaştan top ten i tamamlıyoruz.. Bakınız resimlere bakılmaya doyamayacagınız kadar güzel bir insan Anne H.
İnanın bu yıl Oscar'a bakınca en carpıcı elbiselerden biri olarak gördüm bu kadının giydigi elbiseyi. uzaktan düz ve iddiasız göründügüne aldanmayın, yakından bakalım.
Renk, model, Duruş, herşeyi ile genel ortamdan farklı bir elbise. (tamam renk degil herkes kırmızı giymiş)
Ama ayrıntılar.. ayrıntılar
Bakınız efendim şu elbisenin yakasındaki süslemelere, kumaşının güzelligine ve Anne hanımkızımızın onu nasıl taşıdıgında. İçten bir 9 u hak etmiyor mu? Sırf bu renk için , yani bu göz yakmayan kan kırmızısı için, tebrik ediyorum ben kendilerini ve elbiseyi yapanları da. Süper renk.
Saç harika, gençliğinin altını kalın kalın çizen, kabartılmış bir at kuyrugu. Çok hoş çok...
Oscar 2008 Gowns (Kim ne giymiş ayol kısmı yani)
- Şubat 25, 2008
- By Ova (Excuse My Reading)
- 0 Comments
Efendiiim, hani bi laf vardır yediginiz içtiginiz size kalsın, ama gezip gördüklerinizi anlatın diyerekten.. İşte ben de Oscar 2008 de kim ödül almış kim alamamış size kalsın, kim ne giymiş ondan haber ver yaklaşımındayım bu gün. Açıkcası canım hiç filmlerle ilgili bişeyler yazmak istemedi, kadınlık hormonlarım mı devreye girdi artık nedir, haftanın şıkları rüküşleri tadında bir liste yapmaya karar verdim, bakalım siz de benimle aynı zevklere mi sahipsiniz, begenecek misiniz puanlamalarımı.
Tilda Swinton -1(eksi bir)
Ne giydin sen anlamadım ben ama...Tek parça mı bu? Üzerine 2
metre buruşundan çarşaf sarmış gelmişsin be kadın, bir de allah bilir dünyanın parasıdır bu.. Yaka desen yaka degil, kol desen kol degil. Kumaş desen börgg.Böyle bişeyi kim begenir kim giyer bilmiyorum ama ben begenmem, ben giymem, giyeni de döverim .. Zaten oldum olası sevemedim ben Tilda hanımı, yok yani yıldızımız barışmıyomuş demek ki kendisi ile... Elbise bahane olmuş oldu böylece.
Julie Christie - 0
Ah Julie cigim, ne yaptın sen yahu. İnan bizim okuldaki müdür yardımcısı Şukufe hanım bile artık bunlardan giymiyor. Hem renk kötü hem duruş... Bir kere bu elbisenin tarzı sanki oscara gitmemiş. Herkes tuvalet giyerken sen bürümcük gibi garip bi elbise seçmişsin. Paraya mı kıyamadın yoksa ? Bence gecenin en kötü giyineni sensin, kızma ama..(tilda yı saymıyoruz, o zaten giyinememiş.)
Diane Lane : 2
Diane Lane hanımı severim, güzel kadındır. Yaşlıdır aslında ama güzeldir, şarap gibi kadınlardandır. Fekat kendisini bugun hiç sevemedim. Bikere kişiyi oldugundan daha yaslı gösteren bu klasik mi klasik, ama iç bayıcı, Sanki kızının dügününe ucuzluktan almış havasındaki tuvaleti yakıştı mı ona hiç? bence yakışmadı. Düşün bi bakalım neden tek kahverengiyi sen giydin? Başka kimse giymez tabi ya, sıkıcı bi renk yaa, ya. 2 veriyoruz, o da üstündeki güzel duruşundan.
Marlee Matlin: 3
Yine kötü duran bir elbise. Aslında saçlar fena degil, makyaj da iyi ama; nasıl diyim bi kötü yahu şu elbise. Eğreti durmuş, emanet gibi. Hele alt kısmı facia. Çok klasik olmayayım denmiş sanki ama ı-ıh. Klasik olmamış tamam da ne olmuş? 3 verdik, o da saçın ve makyajı hatrına Marlee, bi dahaki seneye kulagını çekerim haberin olsun.
Calista Flockhart: 4
Sevgili Calista, annen omo kullanmıyor mu? Yoksa bu elbise kirli degil de kendi rengi mi?? Tamam anladım sen şık sade bişiler giyiyim demişsin ama; babaannenin sandıktan çıkan gelinliginin üzerine kuşak bağlamışsın da gelmişsin be kuzum. Bu soluk renkle şüphesiz sen de gecenin en sönük kıyafetlerinden birini taşımış oldun.
Jennifer Hudson: 5
Biri allahaşkına şu kıza, aklıselim bir modacı bulsun. Ya çok abartılı ya da hiç denecek kadar az ayrıntılı giyiniyor Güzel sesli Jennifer. Yahu bir kere bu elbise, fizigine hiç gitmişmi güzel yavrum? seni çok seviyorum, sempatik buluyorum, gel ben giydiriyim istersen.. Ama bu elbise, o lala .. olmamış. Gögüslerin korkunc gözüküyor sanki elbisenin üstü her an patlayacak! yok yani, vasat diyorum, hatta belki de 5 çok bile, biliyosun dimi Jenny?
Cate Blanchett : 5,5
Her törende en en en ennn güzel giyinen oldugundan mı bilinmez, bu seneki kıyafetini hiç sevmedim. Sevemedim sarı saçlım, sevemedim Galadriel im. Hamilesin tamam biliyorum ama o korkunc kolye mi, yakanın parçası mı belli olmayan o şey ne? Biyerine bişey oldu da onu mu kapadın? Hem neden saten giyiyosun ki sen hamile isen.
Elbisenin rengi ve sendeki karizma hatrına 5 bucuk bak, yoksa baska bişiden degil.
Amy Adams : 6
Bu kızcagız pek şeker, pek hoş. Manhattan da sihir filminde kuşlar
gibi cıvıldamasından hatırladınız herhalde kendisini. Giydigi elbiseye de elbisenin açısından lafım yok. Renk seçimi süper, tenle saçlarla çok uymuş. Amma velakin gelin görün ki bu kesim bu duruş amy hanım kızımızın incecik fizigini kalın, boyunu da bodur göstermiş. Yani elbisenin güzelligi şıklıgı kadar insana yakışması da önemli... yakışmamış. Halbuki biraz daha uzun bir gövdede ve daha geniş bir gögüsle şahane olabilirdi bu elbise. Elindeki çantacık da çok güzelmiş bide...
Yazımız Katherine Heigl ile devam edecek....(ulan tam magazin programı gibi oldu valla :)) bozdu beni bu blog işi.
Tilda Swinton -1(eksi bir)
Ne giydin sen anlamadım ben ama...Tek parça mı bu? Üzerine 2
metre buruşundan çarşaf sarmış gelmişsin be kadın, bir de allah bilir dünyanın parasıdır bu.. Yaka desen yaka degil, kol desen kol degil. Kumaş desen börgg.Böyle bişeyi kim begenir kim giyer bilmiyorum ama ben begenmem, ben giymem, giyeni de döverim .. Zaten oldum olası sevemedim ben Tilda hanımı, yok yani yıldızımız barışmıyomuş demek ki kendisi ile... Elbise bahane olmuş oldu böylece.
Julie Christie - 0
Ah Julie cigim, ne yaptın sen yahu. İnan bizim okuldaki müdür yardımcısı Şukufe hanım bile artık bunlardan giymiyor. Hem renk kötü hem duruş... Bir kere bu elbisenin tarzı sanki oscara gitmemiş. Herkes tuvalet giyerken sen bürümcük gibi garip bi elbise seçmişsin. Paraya mı kıyamadın yoksa ? Bence gecenin en kötü giyineni sensin, kızma ama..(tilda yı saymıyoruz, o zaten giyinememiş.)
Diane Lane : 2
Diane Lane hanımı severim, güzel kadındır. Yaşlıdır aslında ama güzeldir, şarap gibi kadınlardandır. Fekat kendisini bugun hiç sevemedim. Bikere kişiyi oldugundan daha yaslı gösteren bu klasik mi klasik, ama iç bayıcı, Sanki kızının dügününe ucuzluktan almış havasındaki tuvaleti yakıştı mı ona hiç? bence yakışmadı. Düşün bi bakalım neden tek kahverengiyi sen giydin? Başka kimse giymez tabi ya, sıkıcı bi renk yaa, ya. 2 veriyoruz, o da üstündeki güzel duruşundan.
Marlee Matlin: 3
Yine kötü duran bir elbise. Aslında saçlar fena degil, makyaj da iyi ama; nasıl diyim bi kötü yahu şu elbise. Eğreti durmuş, emanet gibi. Hele alt kısmı facia. Çok klasik olmayayım denmiş sanki ama ı-ıh. Klasik olmamış tamam da ne olmuş? 3 verdik, o da saçın ve makyajı hatrına Marlee, bi dahaki seneye kulagını çekerim haberin olsun.
Calista Flockhart: 4
Sevgili Calista, annen omo kullanmıyor mu? Yoksa bu elbise kirli degil de kendi rengi mi?? Tamam anladım sen şık sade bişiler giyiyim demişsin ama; babaannenin sandıktan çıkan gelinliginin üzerine kuşak bağlamışsın da gelmişsin be kuzum. Bu soluk renkle şüphesiz sen de gecenin en sönük kıyafetlerinden birini taşımış oldun.
Jennifer Hudson: 5
Biri allahaşkına şu kıza, aklıselim bir modacı bulsun. Ya çok abartılı ya da hiç denecek kadar az ayrıntılı giyiniyor Güzel sesli Jennifer. Yahu bir kere bu elbise, fizigine hiç gitmişmi güzel yavrum? seni çok seviyorum, sempatik buluyorum, gel ben giydiriyim istersen.. Ama bu elbise, o lala .. olmamış. Gögüslerin korkunc gözüküyor sanki elbisenin üstü her an patlayacak! yok yani, vasat diyorum, hatta belki de 5 çok bile, biliyosun dimi Jenny?
Cate Blanchett : 5,5
Her törende en en en ennn güzel giyinen oldugundan mı bilinmez, bu seneki kıyafetini hiç sevmedim. Sevemedim sarı saçlım, sevemedim Galadriel im. Hamilesin tamam biliyorum ama o korkunc kolye mi, yakanın parçası mı belli olmayan o şey ne? Biyerine bişey oldu da onu mu kapadın? Hem neden saten giyiyosun ki sen hamile isen.
Elbisenin rengi ve sendeki karizma hatrına 5 bucuk bak, yoksa baska bişiden degil.
Amy Adams : 6
Bu kızcagız pek şeker, pek hoş. Manhattan da sihir filminde kuşlar
gibi cıvıldamasından hatırladınız herhalde kendisini. Giydigi elbiseye de elbisenin açısından lafım yok. Renk seçimi süper, tenle saçlarla çok uymuş. Amma velakin gelin görün ki bu kesim bu duruş amy hanım kızımızın incecik fizigini kalın, boyunu da bodur göstermiş. Yani elbisenin güzelligi şıklıgı kadar insana yakışması da önemli... yakışmamış. Halbuki biraz daha uzun bir gövdede ve daha geniş bir gögüsle şahane olabilirdi bu elbise. Elindeki çantacık da çok güzelmiş bide...
Yazımız Katherine Heigl ile devam edecek....(ulan tam magazin programı gibi oldu valla :)) bozdu beni bu blog işi.
Ömrümüz bir göç... Çocukluktan ölüme giden bir göç hem de. Yol üstünde bazen hayallerimizi terkederiz, bazen kendimizi bir süreligine. Bazen durup soluklanmak, durdurmak isteriz o göçü. Ama imkansızdır, devam etmesi kaçınılmaz olandır o. Zamanın bir yerinde sessizce vedalaşır insan kendisi ile sıklıkla, yepyeni bir "ben" e dogru yürürken. İstemeden de olsa ayrılır elleri iki kişinin bazen..Acı veren bir göçtür ömür, Zihnin itirazına beden karşı koyar, en sonunda zaman ve beden üstün gelir, zihin de bu uzun yolda sessizce akar. Yaşaması güçtür hayatı. Kaldırması güçtür. Bazen yol kenarında pes eder ve atlar kimisi... Ne oldugunu çok da düşünmedigi bir sonsuzluga dogru.
Hayat bir göç, başka hiçbirşey degil. Uzun, Dengesiz, Yorucu bir göç. Herkes aynı noktaya dogru hareket ediyor, sabırlı ve yavaş. Her biri rengarenk milyarlarca yoldan.
Bir kış günü evde yapılabilecekler
- Şubat 20, 2008
- By Ova (Excuse My Reading)
- 0 Comments
* Puzzle. ama en az 500 parça olacak. Puzzle bulamayanlar Lenagames teki bigjig le de idare edebilirler.
* Bir fincan kahve eşliğinde, veya mideniz hassas ise meyve çayı (mesela doğadan ın tarçın karanfil çok güzel) eşliginde, uzun zamandır okumak istediğiniz o kitabı okumak...
* İnternetten alengirli yemek tarifleri bulup, denemek, tam tamına 6 çeşit yemek yapmak, sofra donatmak.
* Bir blog açmak, sagını solunu düzeltmek ve yazı yazmak
* Kaneviçe işlemek. İzmirde eskiden kemeraltında satılırdı bunların desenlileri, o renklere göre işlerdin. Tablo gibi olurdu. Bence çok güzel bir hobidir kaneviçe...
* Bilgisayar oyunu oynamak...
* Şiir yazmak. ya da uzun zamandır kafanda solucan gibi kıvranan o öyküyü kağıda dökmek.
Hangisini yaparsanız yapın, evinizin sıcaklıgında, evinizin huzurunda olacaksınız, mutlu olun.
* Bir fincan kahve eşliğinde, veya mideniz hassas ise meyve çayı (mesela doğadan ın tarçın karanfil çok güzel) eşliginde, uzun zamandır okumak istediğiniz o kitabı okumak...
* İnternetten alengirli yemek tarifleri bulup, denemek, tam tamına 6 çeşit yemek yapmak, sofra donatmak.
* Bir blog açmak, sagını solunu düzeltmek ve yazı yazmak
* Kaneviçe işlemek. İzmirde eskiden kemeraltında satılırdı bunların desenlileri, o renklere göre işlerdin. Tablo gibi olurdu. Bence çok güzel bir hobidir kaneviçe...
* Bilgisayar oyunu oynamak...
* Şiir yazmak. ya da uzun zamandır kafanda solucan gibi kıvranan o öyküyü kağıda dökmek.
Hangisini yaparsanız yapın, evinizin sıcaklıgında, evinizin huzurunda olacaksınız, mutlu olun.
You Should Be a Cherry Redhead |
Sexy, dramatic, but still sweetly feminine. Perfect for getting out of the hair color doldrums! |
Nikahlı eşinin kaçtıgı adamın nikahsız yaşadıgı eşinin annesi
- Şubat 14, 2008
- By Ova (Excuse My Reading)
- 0 Comments
Dayanamıyom! Sabah Sabah Seda Sayan da görmüştüm ben bunu.Bobiler.org da da görünce dayanamadım bunu bloga koyayım dedim.
Tebrik de etmek lazım tabi, bir cümleye 5 kişi tepiştirmişler. Bravo!! (ayrıca adamın kelimesinin niye ekini ayırmışlar, adam özel isim mi, yoksa herifin adı edım mı(ingilisce) ?
Yeter ya, bu ne ya, çüş ya geliyor, azzz sonraa!
Tebrik de etmek lazım tabi, bir cümleye 5 kişi tepiştirmişler. Bravo!! (ayrıca adamın kelimesinin niye ekini ayırmışlar, adam özel isim mi, yoksa herifin adı edım mı(ingilisce) ?
Yeter ya, bu ne ya, çüş ya geliyor, azzz sonraa!
Konuşma sen sevgilim
Sessiz yaşanır bazen, aşk dediğin.
Ne kimseye anlatılır
Ne hesabı tutulur bir yerlerde.
İki kişinin özgürlügüdür
Biri gidince diğeri ölür.
Hem yanmaktır
Söndürmektir bir de,
Bir bakarsın sen de tükenmişsin
Aşk dediğin şey bittiginde.
Notebook ... İddiasız ama Sımsıcak bir film
- Şubat 14, 2008
- By Ova (Excuse My Reading)
- 0 Comments
Sımcıcak, iddiasız, telaşsız, yavaş yavaş izlenen bir film notebook. İzledigim en etkileyici aşk filmlerinden biri. Belki izledigim en güzel filmlerden biri diyemiyorum, ama bunun sebebi benim aşk filmlerine çok itibar etmiyor olmamdır. Bu film, nasıl diyeyim, moraliniz bozuksa, yalnızsanız, kendi başınıza kışın battaniyenin altına girip, bir fincan kahve eşliginde yudum yudum izleyebileceginiz gibi bişey işte. Hele bazı sahneleri o kadar duygulu ki, isterseniz regl döneminde izlemeyin bayanlar... Bu bir kadın filmi, cidden. Bir erkek gözüne kadın gözüne gözüktügü kadar güzel gelmeyeblir, sıradan ve klişe diye elenebilir erkek gözlerinde... Hikaye o denli klişe ve sıradan ki, aslında haksız olmazlar. Ama filmde bir şeytan tüyü var işte, oyuncuları mı, renkleri mi, sahneler mi, bişeyler çok sürükleyici yapıyor bu filmi... Her sahnesini, şimdi bu olacak diye tahmin etseniz bile, sıcacık bir aşk filmi, ve boşa gitmeyecek 1 bucuk saat diyorum, izleyin notebook u yalnız, ya da sevgilinizle, izleyin.
Tüm sevenlerin 14 şubat sevgililer günü sonsuz olsun umarım...
Gerçek aşklar bitmeyin, gerçek aşıklar : Hiç ayrılmayın.
Tüm sevenlerin 14 şubat sevgililer günü sonsuz olsun umarım...
Gerçek aşklar bitmeyin, gerçek aşıklar : Hiç ayrılmayın.
Kürk için Öldürmeye HAYIR!
- Şubat 13, 2008
- By Ova (Excuse My Reading)
- 0 Comments
Aynı pırlantalar ugruna harcanan hayatlar gibi, kürk için öldürülen hayvanlar da yıllar yılı göz ardı edildi.
Sen burda takıyosun pırlantayı, giyiyorsun kürkü, ama insanlar ve hayvanlar ölüyor. Sorgulamadan yaşıyorsun. Ayıp degil mi bu? Umursamazlığınla, alıcılıgınla, bu günaha ortaksın.
Kürk için sırf foklar degil, kedi köpek de öldürülüyormuş, lütfen okuyun.
http://www.kurkehayir.gen.tr/haberler.htm
Olimpiyatlara hazırlanan Çin deki vahşeti bilin, ve herkese öğretin. Sessiz ruhların sesi olalım!
Çin'i protesto edin.
O kadar duygulandım ve üzüldüm ki, o kadar sinirliyim ki.
Engel olamıyoruz ama Seslerini duyurabiliriz belki. Ve bu vahşeti herkes öğrenirse engel olabiliriz! Kürk vahşetine hayır! Kürk palto giymek için hayvan öldürülmesine göz yumanlara lanet olsun.
Lütfen kürk almayın ve alanları da uyarın. Aslında sırf kürk degil, çin den ve bulgaristan vb.den gelen pek çok tüylü anahtarlık vs. nin üzerinde de kedi köpek tüyü kullanılıyormuş. Dikkat!!!!
Hayvanların da yaşamaya hakkı var. Onların hem kürklerine hem canlarına göz dikmek, CANAVARLIKTIR. Bunu yapanları Allah'a havale ediyorum.
Kürkü için öldürülen Hayvan'ın şiiri
Tüylerimi istiyorsun,
Kürkümü.
Senin degil
Hakkın olmayanı alıyorsun
Konuşamıyorum
Bagıramıyorum
Anlatamıyorum
ve
sen gelip beni öldürüyorsun
Kürkümü almak için
Onu başkalarına satmak için
Benim olan şeyi
benden almak için
Canımı alıyorsun
senden güçsüzüm
Ama yaşamayı biliyorum
Yaşamaya yetecek kadar aklım var
Seninle mücadele edecek kadar yok...
Beni öldürme
Bırak kürküm bende kalsın
Kürk giymesen de yaşarsın
Vicdanın da mı yok?
Hiç mi bakmadın gözlerime?
ben ve binlerce daha,
hergün ölüyoruz
Güzel ve mutlu kadınlar
kürk giyebilsin diye...
Amy Winehouse Grammy alınca
- Şubat 12, 2008
- By Ova (Excuse My Reading)
- 0 Comments
Seviyorum Wino'yu. Siz de dinleyin. 2008 grammylerindeki konuşması ödülü kazandıgı an, performansı, yine beni çok etkiledi.
Bakınız aşağıdaki videoda, Grammy i kazandıgını duydugunda nasıl şok oluyor kendisi.. O surat ifadesi, o haraketler, o şok. Konuşmasına başlayamayışı..Bayılıyorum kendisine!
Her hangi bir müzik idolundeki davranışlar yok bu kadında. Kendi halinde, utangaç sanki. Bir de uyuşturuculardan uzak durabilse!
Bu da ödülü aldıktan sonraki performansı:
söyleyişine de hastayım :)
Agzını burnunu yamulta yamulta, cırlaya cırlaya. Çok yaşa emi Amy!
Bakınız aşağıdaki videoda, Grammy i kazandıgını duydugunda nasıl şok oluyor kendisi.. O surat ifadesi, o haraketler, o şok. Konuşmasına başlayamayışı..Bayılıyorum kendisine!
Her hangi bir müzik idolundeki davranışlar yok bu kadında. Kendi halinde, utangaç sanki. Bir de uyuşturuculardan uzak durabilse!
Bu da ödülü aldıktan sonraki performansı:
söyleyişine de hastayım :)
Agzını burnunu yamulta yamulta, cırlaya cırlaya. Çok yaşa emi Amy!
Hellgate London : Yalnız bir Evoker'in hüzünlü öyküsü
- Şubat 11, 2008
- By Ova (Excuse My Reading)
- 0 Comments
Zebanicik, Londra 'da ne şin var , dil öğrenmeye mi geldin?
Efenim, Hellgate London çıkalı yıl oldu, ben de bayadır oynuyorum, ama velakin yazıyı yazmak bugüne kısmetmiş. Hellgate London, bildigimiz veya hala bilmedigimiz gibi, şeytan ve zebanilerin, ruhlarla kötülüklerin, kısacası cehennemin Londrayı basmasını konu alıyor.
Oyun, Öyle bir Diablo-vari biçimde pompalandı ki bize, çogumuzun tepkisi oynadıktan sonra bu muymuş?? Oldu. İddialı geldi mübarek sonuçta. 6.7 gb lık bir oyun. Videoları mükemmel..
Bişeyler bekliyosun sen de ister istemez. Ben kendi adıma oyunu tatmin edici buldum, ama başıma işler geldigi için gene de bitiremedim.
Son questlerden biri oldugunu tahmin ettigim bir yerde takıldım habire yeniden başlıyor quest.
Benim bu şikayetimden de anlayın ki, oyun biraz bug'lı, evet.Ve ne yazık ki bizi raid sineksavar kurtaramıyor...
Gelelim oyunun genel yapısına!
Ben genelde Büyücü ile oynarım, O bakımdan summoner bana çok pasif geldi, Saldırgan davranışlara yatkın olabilecegim Evoker i tercih ettim. karakter yaratma ekranı da hoş yani, boyunu posunu, şişkolugunu, saçını , gözünü her şeyini istedigin gibi şekillendirebiliyorsun. Ve karakterimizi seçip oyuna giriyoruz. Ben büyücü seçtim ama, Guardian ve Blademaster tarzı meele yogunlukta dövüşçüler, bir adet Archer-Marksman, bir adet Engineer da mevcut. Ayrıca Summoner de var.
Oyuna girer girmez bir incoming video transmission uyarısı geliyor ve anam! diyorsunuz. Fekat bu süpper teknolojik izlenim, bir kaç dakika sonra ortama alışınca bitiyor. Özellikle de metro istastyonuna girip, kimi npc lerin içinden geçtiginizde. Bir oyunda en kıl oldugum seydir. O bir insansa ben içinden geçemem! 6.7 gb lık oyun yapmışsın, hala adamın içinden koşarak geçebiliyorum, olmaaaaaz!
Eleştiriler bir bir başlıyor : Yaratık
Sonra, yaratıklar... tanrım aynı yaratıkları sadece renklerini ve isimlerini değiştirerek kullanmak.. Tamam bu Diabloda da vardı biraz ama Diablo'da en aızndan mekanlar Act'lar arasında geçtikçe bambaşka oluyordu. Ayrıca yaratıkların unique ligi vardı, her act ta değişik ve oldukça garabet yaratıklar etrafımızı sarıyordu.
Ama Hellgate'de Act - Bölümler arasındaki mekan farklılıgı : hiç yok!!! sürekli aynı yer altı koridorlarında, aynı sokaklarda, aynı metro raylarında koşturuyorsunuz. Eh dogal olarak bir yerden sonra içinize sıkıntılar basıyor. Hadi yaratıkları geçelim, ama mekanlar çok önemli.Oyunun en başından beri aynı koridor ve sokaklar yahu. Bomba bir oyun yapıyorum diye piyasaya çıkıyosun, Kabul edilemez!
Peki ya Eşyalar?
Eşyalar oyunun yüz akı sevgili oyunseverler. O kadar çeşitli silah ve ıvır zıvır var ki, hele silahlara bir çok şeyin takılabilmesi ve çıkarılabilmesi olayı süper. Bunu çözebilmek için oldukça vakit kaybettim aslında ama bu tamamen benim çapsızlıgım olabilir :)
Silahınıza ister relic, ister rocket ve battery takabiliyorsunuz. Ve çeşitli statlarınızdan düşüyor bu taktıgınız seyler.. Yani şöyle. diyelim normalde willpowerım 40. Giymek için 5 willpower gereken bir giysi var, bunu giyince artık willpowerınızdan 35 kalıyor, yeni giysiler giymek için.
Bu şekilde tüm özellikleri doldurup manyak itemler yarattıgınızda çogu kez giymek için level atlamayı bekliyorsunuz, ve eksik olan stat'ınıza basıp itemi giyiyosunuz :) zevkli yani, oyunu sürükleyen en önemli unsur oldu benim için.. tabi sizi bilemem
Skillerden haber ver bir de
Skiller, yine beni üzen bir detay oldu. Ya da belki Evoker için bu olay söz konusu. Büyük bir iştahla bekledigim Level 20 üzeri büyüler o kadar tırt tı ki.. Hep düşük seviye büyüleri geliştirerek oynadım bu yüzden : Ben evoker cigimi, Aşağıdaki bulanık da olsa skilleri gösteren
resimde de daire içine almış oldugum skillerine yogunluk vererek bir ölüm makinesi halne getirdim.
Summon ember yeteneginize +4 tane summon etmenizi saglayacak kadar yardımcı olacak bir zırh veya eşya bulursanız demeyin keyfinize. önden koşan küçük köpek formatındaki bu emberlar yaratıkları oyalarken siz üstlerine ateş yagdırabiliyorsunuz. Bu emberlar köpek gibi, insan duygusal bag bile kuruyor be. Hatta öldüklerinde "açılın ulen köpekleeeer kıydınız minigime" diye zombilere dalıp geberebilirsiniz... :)
Toparlamak gerekirse, Ateş kısmının ilk büyüsü Firestorm ve diger bir büyü olan Demon spine benim major saldırı büyülerimdi. Tabi bu büyüleri silahlar yardımı ile kullandıgımızı da söylemeden olmaz. Bunların yanında, bir de Lightning field alınırsa, önden emberlar yollanır, bir lightning topu atılır, sonra zaten o kadar kolay oluyor ki öldürmek geri kalanları.
Bir de bu yetenek agacının açıklamaları berbat ötesi, hiçbir şey anlaşılmıyor, kınıyorum. Nedir bu diye alıp puan harcamak zorunda bırakan cinsten.
Sonunu göremedim, kaldı gözlerim yaşlı
dedim ya takıldım kaldım bi yerinde mendebur oyunun... İnanın şu oyundaki Grotesque yaratıgı gibi silkindim o an, ama death maggotlarım düşmedi. Şu an 5 kere bitirdim aynı questi ama hala olmuyo, bug lı bu oyunu alıp evirin cevirin, ben söylemeden içimden geçeni yapın sayın yapımcılar.
Saatlerini harcadıgın oyunun bitmeden böyle çakılması boktan durum tabi, aynı şey Divine Divinity de de ana questin heder olması , gelmesi gereken bir karakterin gelmemesi şeklinde başıma gelmişti. İnsan üzülüyor tabi...
O yuzden oyunda save mekanizması olmadıgı için, size tavsiyem oyunun directory sinden de arada bir save ediniz.
Özellikle Necropolisi geçtikten sonraki Knowledge ve Leadership testlerinde...
Son kelamlar
Hellgate london, oynanabilirligi yüksek bir oyun. Yaratıkların saldırırken takılıp kalmaları veya vurdugunuz yaratıgın bir anda uzaklarda belirip orda ölmesi gibi saçma sapan hatalardan arınsa; bir de benim gibi bahtsızlar questlerin içinde hapsolmasa gönül seyran olurdu tabi, ama bence Diablo türü oyunları seviyor, keserim biçerim, çok diyalog olmasın diyorsanız, eşya zenginligi ile gözleriniz kamaşacak ve Hellgate 'i seveceksiniz. D&R da 50 ytl, yakında daha da ucuzlar, bence korsanlık yapmayın, adam gibi alın orjinalini huleyyn!!
Senin gibi bir genç kıza yakışıyor mu ?
- Şubat 11, 2008
- By Ova (Excuse My Reading)
- 1 Comments
Benim gibi bir genç kız? kimim ki ben? alt tarafı sokaktaki kalabalıktan biriyim. çık caddeye benden on tane sayarsın. bak hala karşımda bikbik konuşuyorsun. benim gibiler, benler, benzerlerim, ya da seri üretimden çıkmış gibi göründügüm diger kızlar, neler yapıyor haberin var mı senin? haberin olsa eminim dibin düşer şok yüzünden.
yakışıyor muymuş, benim gibi bir genç kıza. ne yaptım? üstsüz, deri donum ve kırbacımla sokaga çıkıp adam mı kırbaçladım, balkondan gelip geçene kıçımı mı izlettim? alt tarafı bir küfür çıktı agzımdan. şimdi seni seyrederken de beynimden geçiyor daha fazlası. yok ama tutuyorum kendimi. benim gibi bir genç kıza yakışmaz. elbette daha yakışmayan tonlarca şey sayabilirdin bu da olmasaydı ama,tabi küfür havada aramızda bir şimşek gibi asılı kalınca onu alıp geldin yanıma.
benim gibi bir genç kıza yakışıyor evet, yakışıyor, çok şık durdu hatta bu küfür bende. bak bir daha söylüyorum. siktir git! evet, moda insanın kendine yakışanı giymesidir, küfür bir genç kızın en degerli hazinesidir.
ve benim gibi bir genç kıza da yakışıyor, sen yakışmasına aldırmıyorsun sadece, olaya tersten bakıyorsun monçiçim benim.
yakışıyor muymuş, benim gibi bir genç kıza. ne yaptım? üstsüz, deri donum ve kırbacımla sokaga çıkıp adam mı kırbaçladım, balkondan gelip geçene kıçımı mı izlettim? alt tarafı bir küfür çıktı agzımdan. şimdi seni seyrederken de beynimden geçiyor daha fazlası. yok ama tutuyorum kendimi. benim gibi bir genç kıza yakışmaz. elbette daha yakışmayan tonlarca şey sayabilirdin bu da olmasaydı ama,tabi küfür havada aramızda bir şimşek gibi asılı kalınca onu alıp geldin yanıma.
benim gibi bir genç kıza yakışıyor evet, yakışıyor, çok şık durdu hatta bu küfür bende. bak bir daha söylüyorum. siktir git! evet, moda insanın kendine yakışanı giymesidir, küfür bir genç kızın en degerli hazinesidir.
ve benim gibi bir genç kıza da yakışıyor, sen yakışmasına aldırmıyorsun sadece, olaya tersten bakıyorsun monçiçim benim.
1- Fiziksel özellikleri, çok ama çok güzeller.boncuk gözlü, minik yuzlu, pembiş burunlu, anlatırken agzı sulandıran cinsten.
2- Dengesizlikleri, eglenceli oluyor çünkü!
3- Cesaretleri
4- Açgözlü birer katil oluşları, ama beyinsiz oldukları için bunu kötü yönde çok takmıyorsunuz.
5- Yürüyüşleri.o kuyruk tutuşları yok mu!!!
6- Çıkardıkları sesler. Hele kuş görünce meeeeh lemeleri.
7- Bencil ve bağımsızlıgına düşkün oluşları. Kişilik sahibi hayvanlar işte!
(kedilerin burcu ne, tabi ki bütün kediler ikizler burcudur)
8- Gözlerini size dikip uzun uzuun bakmaları.
9- Tacizci olmaları.
10- Sıcak ve yumuşak oluşları. Huzur verişleri.
Kucagımda kedim, elimde kahvem, dışarda deli gibi yagmur yagarken kitap okumak en büyük zevklerimdendir efendim... Kedi benim huzur kaynagımdır.
2- Dengesizlikleri, eglenceli oluyor çünkü!
3- Cesaretleri
4- Açgözlü birer katil oluşları, ama beyinsiz oldukları için bunu kötü yönde çok takmıyorsunuz.
5- Yürüyüşleri.o kuyruk tutuşları yok mu!!!
6- Çıkardıkları sesler. Hele kuş görünce meeeeh lemeleri.
7- Bencil ve bağımsızlıgına düşkün oluşları. Kişilik sahibi hayvanlar işte!
(kedilerin burcu ne, tabi ki bütün kediler ikizler burcudur)
8- Gözlerini size dikip uzun uzuun bakmaları.
9- Tacizci olmaları.
10- Sıcak ve yumuşak oluşları. Huzur verişleri.
Kucagımda kedim, elimde kahvem, dışarda deli gibi yagmur yagarken kitap okumak en büyük zevklerimdendir efendim... Kedi benim huzur kaynagımdır.
hayatımın, en kötü günü sanırsam.
Geçsin, gitsin.
Açın önünü.
Geçsin, gitsin.
Açın önünü.
Zorlama, hayat sen zorlasan bile kendini zorlatmıyor, gene sen sıkışıyorsun.
Zorlama, çünkü anlamı yok.
Güvendigin ve sevdigin insanların yanındaysan, koca bir şapşal, umutsuz bir aptal olmanın, inan mutsuz eden bi yanı yok.
Sevmek ve güvenmek... işte mutluluk denen seyin iki anahtarı bunlar. birbirinden ayrı çalışmayan, iki altın anahtar.
Akupunktura başladım, Geçen cuma. aslında önceden de gitmiştim ama devam edememiştim sınavlar yüzünden. şu fazlalıklardan, kurtulabilecek miyim acaba, bakalım önümüzdeki günlerde görücem. İşallah bu sefer azimle ve dogru dürüst yaptıgımdan olsa gerek, umutluyum. Bakalım artık... Gıdımdan kurtulucam Allahın izniyle!
Sürekli oyun oynayan şu hasta insanlardan biriyim evet. Ama hep pc oyunları oynadım, bu güne dek. Daha dogrusu gecen haftaya dek. Geçen hafta birtakım talihsizlikler sonucu tatile gidemeyince bunun acısını wii alarak çıkartmaya karar verdik. Nintendo wii. Onu ne kadar sevecegimiz, nasıl baglanacagımız konusunda bir fikrimiz yoktu. (şimdi aklıma yuva aradıgım kedim geldi ve bütün neşem kaçtı aslında ve yazının bundan sonrası pörsümüş bir karanfil kadar canlı olacak ancak) Wii yi çok eglenceli bulduk. Super Mario Galaxy en basta biraz bu ne ya dedirtse bile süper bi oyun oldugu ilerledikçe ortaya çıkıyor. Aklınıza hayalinize gelecek her şekilde mario yu kontrol ediyosunuz. Topun üstünde, vatoz balıgının üstünde vs. vs. Şimdi bu wii yi 2 kişi oynamak için 2 alet gerekiyor kutudan çıkanlardan başka. Nunchuk ve remote. Yani şunlar bak. Sagda görüyomusun? Kutudan bunlardan birer tane cıktıgı için birer de senin alman gerekiyor. D&R dan aldım ben mesela. Remote 125 ytl, nunchuk ise 65. Nunchuk ne demek neye istinaden bu garip isim konulmus bilmiyorum. Neyse gelelim kutunun icinden cıkan oyuna. Kutunun üzerinde Sports pack included yazıyorsa çıkıyordur spor paket, tenis, golf, bowling felan var. Ama onların zevki oyun tecrubesi olan adama bir yere kadar yani. Ben Mortal kombat armageddon ve super mario aldım wii mizin yanına, hala da sıkılmadan oynuyoruz. Mehmet Fransaya gidiyo bi ay sonra, İşallah ordan biraz ucuza alma sansı olur çünkü bi oyun nerden baksanız 120 - 140 ytl ve bu cebinizin hoşuna gidecek bir rakam degil. Neden bu kadar pahalı ki? Anlamıyorum. Neyse ki D&R ve Bimeks gibi yerler arada bir stok eritmek için 3 al 2 öde tarzı kampanyalar yapıyorlar da biz de biraz daha kar edebiliyoruz.
Aha! wii ile ilgili önemli bir hatırlatma daha su olmalı, türkiyede satılan wii ler amerika veya japonyadan gelen oyunlarla calismaz. Sadece Avrupadan gelenlere çalışır, ona göre. Bu da benden size bir nintendo tavsiyesi. Gidin eglenin.
Aha! wii ile ilgili önemli bir hatırlatma daha su olmalı, türkiyede satılan wii ler amerika veya japonyadan gelen oyunlarla calismaz. Sadece Avrupadan gelenlere çalışır, ona göre. Bu da benden size bir nintendo tavsiyesi. Gidin eglenin.
Hani bazı filmler var ya, baya bir tantanası yapılır, gelmeden önce en az 5 kez fragmanını izlersiniz gittiginiz önceki filmlerde, vay be dersiniz, ne filmmiş, en can alıcı sahneleri konulmuştur fragmana, hikaye çekici gelir. Ama sonra izleyince anlarsınız ki hikaye zaten o fragmanmış arkadaş...
İşte Ben efsaneyim de, benim için ne yazık ki fragmanı kadar film dedigim bu gruba dahil oldu. Fragmanından ne eksik, ne fazla... Hatta tek başına dolandıgı sahneler çogunlukla sıkıcı. Şahsen Will Smith in oyunculugunu inandırıcı/başarılı bulmuyorum, belki de bu biraz gerdi beni filmde. Germek demişken, filmin belki de en büyük iddiası bu: geriliyorsunuz izlerken. Hem de gerim gerim. Fragmandan tek fazlası sonu bu filmin, onu da tahmin etmek çok zor değil. özellikle filme ikinci yarısında dahil olan bayanla will smith arasında bir elektrik olmadıgından, evet adam karısını çocugunu kaybetti, artık kadın da görmüyo bunun gözü, ölcek bu dedim. Sen ne anlarsın lan diyenlere, kışt diyorum. Holivud filmi bu. karı kız ayagı bitmiş adam, ölü adamdır. Yani efenim, öyle ahım şahım bi film degil, ama izlenir yani. ha illa ki on üzerinden not ver dersen 5.5 falan diyorum. temizse 6 da olur. Aslında benim film yorumlamam bile cok sacma.. teen slasher lara bayılan biriyim mesela, ne zaman imdb de izlerken eglendigim bi film görsem, ya 3 ya 4. bilemedin beş. o yüzden çok takmayın beni.
İşte Ben efsaneyim de, benim için ne yazık ki fragmanı kadar film dedigim bu gruba dahil oldu. Fragmanından ne eksik, ne fazla... Hatta tek başına dolandıgı sahneler çogunlukla sıkıcı. Şahsen Will Smith in oyunculugunu inandırıcı/başarılı bulmuyorum, belki de bu biraz gerdi beni filmde. Germek demişken, filmin belki de en büyük iddiası bu: geriliyorsunuz izlerken. Hem de gerim gerim. Fragmandan tek fazlası sonu bu filmin, onu da tahmin etmek çok zor değil. özellikle filme ikinci yarısında dahil olan bayanla will smith arasında bir elektrik olmadıgından, evet adam karısını çocugunu kaybetti, artık kadın da görmüyo bunun gözü, ölcek bu dedim. Sen ne anlarsın lan diyenlere, kışt diyorum. Holivud filmi bu. karı kız ayagı bitmiş adam, ölü adamdır. Yani efenim, öyle ahım şahım bi film degil, ama izlenir yani. ha illa ki on üzerinden not ver dersen 5.5 falan diyorum. temizse 6 da olur. Aslında benim film yorumlamam bile cok sacma.. teen slasher lara bayılan biriyim mesela, ne zaman imdb de izlerken eglendigim bi film görsem, ya 3 ya 4. bilemedin beş. o yüzden çok takmayın beni.
* Ben bigun var ya, mortal kombatta herkesi dövücem, her dövüşümde kombo yapıcam ve fatality de kafa koparıcam
* Ben bigun var ya, dünyadaki bütün kedileri beslicem. Hepsini tekirini, sarmanını...
* Ben bigun, uçukla mücadelemde galip gelicem ve dudaklarım asla uçuklamayacak!!!
* Ben bigun, ayda sadece 1 gün adet görücem, ve kanlı pazartesilerim olmayacak. Hep pazar günü kanlı geçicek.
* Ben bigun, kendi şeklimde bi pasta yapıcam, meyveli olmayacak ama..
* Ben bigun, muhakkak ama muhakkak, annemi yurt dısına götürücem. En çok istedigi seylerden biridir canım annemin. Onla bi tatili ben de cok isterim...
Bİgun var ya, yapıcagım öyle cok sey var ki benim, of yani, düşündükçe ben fena oluyorum.
Dokuz ay geçti aradan dile kolay. Eko'lu, Locke'lı, Kateli, Sawyerli ve Jackli lostumuzun üzerine bin tane tost yiyip onbin tane de soguk su içtikten sonra unutmuştuk bile biz halbükü...
ama gene geldi, gene heyecanla izledik. bizzat cd yi alete takarken benim gözlerim doldu kardeslerim. Hurley agabeyimi görünce elim ayagım birbirine karıştı diyebilirim. o derece LOSTMUŞUZ, o derece. vazgeçemiyoruz kendisinden.
Bu bölümün en kritik noktası, can alıcı sorusu; Jack in babası Jacop mu, degil mi dersen : bence degil agalar.
Lutfen bu olayların hepsi birinin rüyası falan cıkmasın!! 2010 a kadar bükümsüzce tutsak olduk.
ama gene geldi, gene heyecanla izledik. bizzat cd yi alete takarken benim gözlerim doldu kardeslerim. Hurley agabeyimi görünce elim ayagım birbirine karıştı diyebilirim. o derece LOSTMUŞUZ, o derece. vazgeçemiyoruz kendisinden.
Bu bölümün en kritik noktası, can alıcı sorusu; Jack in babası Jacop mu, degil mi dersen : bence degil agalar.
Lutfen bu olayların hepsi birinin rüyası falan cıkmasın!! 2010 a kadar bükümsüzce tutsak olduk.