Degisik Insanlar

  • Mayıs 03, 2013
  • By Ova (Excuse My Reading)
  • 1 Comments


Gun gecmiyor ki degisik insanlarla karsilasmayalim. Biriktirip biriktirip anlatayim diyorum cogunu ama bir kismi ucup gidiyor.

Unutamadigim ilginc bir deneyimi Cumbria’da yasadim. Keswick diye bir kasabanin kucuk bir koyunde 4 gunlugune cottage kiraladik. Easter icin gittik kalmaya.  Easter Sunday’de oyle yorulmustuk ki eve gidelim dedik, disarda yemek yemek istemedik. Zaten evin mutfaginda butun alet edevat var. unutmazsam resimleri de yuklerim bu yaziya. Neyse biz eve geldik ama evde yiyecek bir sey yok. Koyun marketi de kapanmis, iceride isiklar yaniyor, kapinin onunde tabelasi duruyor ama kimse ortada yok, kapi da kapali. ‘ya en azindan peynirli makarna yapabileydik :((‘ diye mizildanarak cottage’imiza yururken baktim ki karsidan pamuk pinpon yasli bir ingiliz teyze geliyor. Malum koy diye bahsettigim yerde 30 ev ya var ya yok, ‘Ulan belki koy bakkalini taniyordur, ya da belki bakkalin kendisidir’ diye bir umut ‘afedersiniz bakkal kapali ama siz biliyor musunuz evi nerededir, bir tiklatsak kapisini belki bize satis yapar’ dedim kadina.
Kadin aynen soyle dedi ‘ne alacaksiniz bakkaldan’

Cosy Cottage ve anam

Ben de ‘vallahi makarna, yogurt peynir falan’ dedim artik. Kadin benim koluma yapisti. ‘gel bakayim benle, bende makarna var sana veririm’ diyerek. Ben de kos kos pesine dustum. Diyorum ki hic olmazsa parasini kabul edin. Guldu kadin, sacmalamayin kuzum falan dedi. (ya simdi ben boyle anlatiyorum ama diyaloglar ingilizce tabi.)
Neyse kadinin evine geldik beni iceri buyur etti, onlar da 1 haftaligina kiralamislar kaldiklari cottage’I, daglarda tepelerde keci gibi sekiyorlarmis. Aman Allahim o kadin bana neler verdi, sogan, kabak, biber, makarna (lazanya aslinda), yumurta. Durdurmasam parmesan peyniri, ekmek, bir kac bisey daha verecekti. Sonra cikarken kocasi geldi, o da bira vermeye kalkti (1 kasa bira almis yigidolar, masanin altindan coskuyla bir cikarisi vardi emminin ‘aaa birasiz olur mu’ gibilerinden, gormeliydiniz) ben de efem benim bey icmez hehehe diyerek ceylan gibi sektim sayilir, ama nasil tatli insanlardi size anlatamam, gercek olamayacak kadar minnoslardi. inanin o evden cikana dek ‘acaba bunlar baltali manyak da, korku filmlerindeki gibi kapiya yoneldigimde kapi kitli olacak da, sonra beni pisirip yiyecekler?’ diye endiselendim sayin okuyucular. Neyse binbir tesekkur ve hosbesle yanlarindan ayrildim ve o gun annem, mehmet ve ben hayatimizni en guzel lazanyasini yedik yahu! O ponpis ihtiyarlarin gozlerinden operim. Gavur diyenin poposunda ciban ciksin, bak ne tatlilari da var adamlarin.

Ikinci degisik insan da bir taksi soforu. Bu vatandasla da Pazar gunu tren istasyonuna giderken karsilastik. Aboow bir baktim ki emniyet kemerini takmamis. Otmesin diye koltugun arkasindan dolastirmis da takmis. Bilenler bilir ingiltere’de arka koltukta bile zorunlu kemer takmak. Gerci taksicilere zorunlu degilmis ama yine de ben bugune dek takmayan gormedim. Adama dedim ki Turk musunuz yunan misiniz? Adam da guldu, karim yunan dedi. Cok uzun sure Atina’da yasadim oradan alistim kemer takmamaya. Valla ne diyim, kultur, cografya, kan kaynamasi. Hepsi her gun olup bitiyor ingiltere’de.

Bu arada mudurum Saymin Turkiye’ye tatile gitmisti gecen hafta. Marmaris’teydi ama arabayla Efes’e gitmisler. Ayy anlata anlata bitiremedi nasil begenmis oralari. Ulan herif hala efes’in resimlerine bakiyor ve wikipedia’dan okuyor falan. O derece hayran  kalmis. Turizm’I gelistiremeyen, Roma’daki harabelerden farksiz olan Izmir civari harabeleri dunyaya pazarlayamayanlar utansin..

You Might Also Like

1 yorum

  1. çok güldüm minnoşları okurken, sonunda buruk oldum ama yazının... haklısın...

    YanıtlaSil

en derin düşüncelerini dök bebeğim