Şu yandaki resim var ya sevgili okuyucu, kimi bakana dandik bir çocuk resmi, kimisine ustaca çizilmiş bir fantazi resmi, kimi göze ise bildigin resim işte gibi gelebilir. Ama bana, benim gözümde artık nasıl bir süzgeç veya yansıtıcı varsa, delirten bir resim gibi geliyor ve ben bu resme her bakışımda düştügüm yanılgıyı anımsıyor ve kendime dikkatli bak! diyorum.
Şu resme bakan pek çocugunuz, bu resimde kim kimin sahibidir sorusuna Ejderha kızı esir almış diyecektir. Halbuki bu resmin adı Elf maiden and her dragon kardeşlerim. Yani teslimiyet sandıgımız şey aslında sahiplik. Belki anlık bir ifade, belki ressamın bize yansıtışı bunu öyle sanmamıza sebep oluyor ama, ejderhanın sıkan eli aslında elf kızcagızımızın koluna, beni bırakma diye yapışmış, bana sahip ol diye. "Seni esir ediyorum" diye degil.
Ve bu resme her baktıgımda, gözlerimin ve onun ardındaki aklımın yanılmaya ne kadar müsait oldugunu da hayıflanarak kabul ediyorum. Eee zehir de saftır, ama öldürmez mi. Saflık dedigimiz şey nedir tam olarak? Kendimizi inandırmak istediklerimiz mi, yoksa bizden daha küçük ve zavallı gördügümüz şeylere yönelik bir acıma hissi mi.
Benim için saflık gece uyandıgımda herseyden bihaber uyuyan eşimin yüzünü, dudaklarını izlemektir. O an ikimiz de saf'ız. tertemiz evet. Ne o dünyayı umursar ne ben. Ve benim en mutlu oldugum yer saflıgımın yanı. Aynı şu resimdeki ejder yavrusu gibi ben de saflıgıma yapışıyorum okuyucu, her türlü öfke, sırıtma, acı, alay, şikayet duygusu içimden akıp gitse bile, orda bi küçük mercan var, adı masumiyet, hep kalsın orda. Gözlerim beni hala ele veriyor yalan söyledigimde, hep öyle olsun varsın. İşte bu resim canlar bana öyle bir duygu yogunlugu yaşatıyor ki, öyle de bir sıgım yani. sırf şu resme bakarak milyon tane faydasız satır yazabilirim, ama işe dönmem gerek. Masumiyetin de besine ihtiyacı var, karnı acıkıyor ara sıra.
0 yorum
en derin düşüncelerini dök bebeğim