ancak müşteri isen kaprisin anlamlı oluyor bu ülkede kardeşim! o da kurumsal müşteri falan isen yani, yoksa tansaş müşterisine henüz kapris yapma hakkı vermediler :)
bu arada geçtiğimiz günlerde vergi kaçaklarına af çıkmış sanırım, normalde vermeleri gereken vergiyi affetmişler, "onun birazcığını verin bak affedicez sizi" demişler. Benim suçum ne? her ay maaşımdan kesiyorsunuz. Ben de kaçırıp affedilmek istiyorum.
Devletime kapris yapmaya hakkım yok mu?
Devlet sattığım evin, aldığım zamanki fiyatından farkının %20 sini, benden gelir vergisi diye kesmeye kalkıyor!
Ben o evi dişimle tırnağımla biriktire biriktire aldım yahu... Gidin önce vergi kaçıranlardan 100 milyonlarca lirayı alın affedeceğinize, sonra benim zar zor kazandıgım üç kuruşun %20 sine sıra gelsin gelecekse!
bu arada geçtiğimiz günlerde vergi kaçaklarına af çıkmış sanırım, normalde vermeleri gereken vergiyi affetmişler, "onun birazcığını verin bak affedicez sizi" demişler. Benim suçum ne? her ay maaşımdan kesiyorsunuz. Ben de kaçırıp affedilmek istiyorum.
Devletime kapris yapmaya hakkım yok mu?
Devlet sattığım evin, aldığım zamanki fiyatından farkının %20 sini, benden gelir vergisi diye kesmeye kalkıyor!
Ben o evi dişimle tırnağımla biriktire biriktire aldım yahu... Gidin önce vergi kaçıranlardan 100 milyonlarca lirayı alın affedeceğinize, sonra benim zar zor kazandıgım üç kuruşun %20 sine sıra gelsin gelecekse!
bu sabah düştüm, adeta yere yapıştım.. arabaların park edilmesini engelleyen mantarı görmedim, ayağım takıldı, bir de baktım havadayım? bir an sonra yerdeyim...
feci çarptım, dizlerim çok acıdı ve paltom yırtıldı :(
ama Allahtan kafayı gözü yarmadık...buna da şükür!
peki, neden bugün CUMA günü gibi geliyor bana, hmm?
feci çarptım, dizlerim çok acıdı ve paltom yırtıldı :(
ama Allahtan kafayı gözü yarmadık...buna da şükür!
peki, neden bugün CUMA günü gibi geliyor bana, hmm?
Biri bana "erdemlerimi" sorsa, sanırım cevap veremem. Benim erdemlerim var mı? Sabırlı değilim, ağırbaşlı hiç değilim, olgunluk desen yok, fedakarlık desen "eeh.."
Ben herhalde çocukken erdemleri örüp sepet yapmışım...
Ben herhalde çocukken erdemleri örüp sepet yapmışım...
hani neşelenmemizi engelleyen, el freni çeker gibi bizi tutan duygular var ya; onlar çok kalleş.
(bu arada eminim fransızcada kellaş kalleş veya kellaşş diye okunan bir şey vardır ; en azından kelajj var onu biliyoruz değil mi?)
ben sanırım bir ev döşesem,
bir kır evi alıp 6 ay orda kalsam,
maldivlere taşınsam
veya çiftliğim olsa,
o zaman şu an kendimi iyi hissedebilirdim?
(bu arada eminim fransızcada kellaş kalleş veya kellaşş diye okunan bir şey vardır ; en azından kelajj var onu biliyoruz değil mi?)
ben sanırım bir ev döşesem,
bir kır evi alıp 6 ay orda kalsam,
maldivlere taşınsam
veya çiftliğim olsa,
o zaman şu an kendimi iyi hissedebilirdim?
funny or die diye bir şey var o ne lan. ben yaşlandım herhalde, hiçbir şey anlamıyorum o programdan. sıkıntı veriyor sadece.
bir de desperate housewifes izlerdim bir ara ama artık zaman kaybı gibi geliyor... şöyle hızlı özet geçen 5 dakikada bütün sezonu anlatan bir klibi falan çıksa da izlesem. Lost ve Grey's anatomy için yapmışlardı ya öyle hızlı bir şey!
bir de desperate housewifes izlerdim bir ara ama artık zaman kaybı gibi geliyor... şöyle hızlı özet geçen 5 dakikada bütün sezonu anlatan bir klibi falan çıksa da izlesem. Lost ve Grey's anatomy için yapmışlardı ya öyle hızlı bir şey!
- Yeni senede, bu sene başladığım romanımı bitirebileyim... Ve güzel bir şey çıksın ortaya, basmak isteyen olsun...
- Kariyerimle ve iş hayatıyla ilgili mutsuzluklarıma kalıcı bir çözüm bulayım artık. İhtimallerin kölesi olmayayım.
- Yeni senede, o çok istediğim şey hayırlısıyla olsun tanrım...
- Ev işimiz artık bir çözüme bağlansın... Ya satalım, ya yenisini alalım, olsun bişeyler..
- Kardeşimi daha çok göreyim yeni senede..
Kendimi hayalkırıklıklarına kılıf gibi hissediyorum, sanki kocaman bir kılıfım, ve içim bomboş. Eskiden yeni yıl gelecek diye heyecanlanır mutlu olurdum, artık o bile kalmadı.
ben galiba gerçekten şirretim...
Moda dünyasına oldum olası gıcığım. herşeyinin "yeni" ve "pahalı" olduğunu altını çize çize vurgulayarak mutlu olan insanlara da.. "hep güzelini, yenisini giyin, alın, alın daha çok alın" diye pompalayanlara da.
ama en çok reklamlara gıcığım sanırım. güzelim kızlara garip garip pozlar verdiriyorlar. Neden öyle alık alık bakıyor bu kızlar? Alık bakınca ürün daha mı çok satıyor?
Bu konuda madalyayı Gucci alır sanırım.
ama en çok reklamlara gıcığım sanırım. güzelim kızlara garip garip pozlar verdiriyorlar. Neden öyle alık alık bakıyor bu kızlar? Alık bakınca ürün daha mı çok satıyor?
Bu konuda madalyayı Gucci alır sanırım.
Şu resimdeki kızın surat ifadesine bakar mısınız?
ya da şunların
burdaki olay nedir. bu kızlar neden şapşal şapşal bakıyorlar. fotoğrafçı bunlara "boş boş bak" mı diyor? umursamaz ve cool mu bakmaya çalışıyorlar yoksa, gucci giyince cool mu oluyoruz?
moda dünyası neden bu kadar kaygan ve anlamsız bir zemin üzerinde duruyor?
insanlar logoların kölesi olmasınlar, şeker de yiyebilsinler bence...
Ben kim ne derse desin ateşler içinde yatmayı seviyorum. Ama mesela mide bulantısını sevmem. (kim sever ki?)
Ateşi yükselince insan gerçek dünyadan bir adım ileri gidip arada bir boyutta kalıyor sanki. Algılar ve duyular değişiyor... Tuhaf bir deneyim!
Dün bütün gün hastaydım, kelimenin tam anlamıyla külçe gibi hareketsiz, ağrılı, mide bulantılı. bütün gün 2 dilim ekmek ve 1 kase çorba yiyebildim! Aslında hasta olmasam, ama iştahım hep böyle kesik olsa şahane olmaz mı?
bence olur..
Ateşi yükselince insan gerçek dünyadan bir adım ileri gidip arada bir boyutta kalıyor sanki. Algılar ve duyular değişiyor... Tuhaf bir deneyim!
Dün bütün gün hastaydım, kelimenin tam anlamıyla külçe gibi hareketsiz, ağrılı, mide bulantılı. bütün gün 2 dilim ekmek ve 1 kase çorba yiyebildim! Aslında hasta olmasam, ama iştahım hep böyle kesik olsa şahane olmaz mı?
bence olur..
idefix'in 30 kasımda başlayan "Roman Alıntı" yarışması yüzünden, Kurtlu Kitap ve Ben cinnet getireceğiz, çoook yakında.
her gece 2 romandan kısa birer alıntı veriyorlar. en çabuk bilen her gün 100 tl hediye çeki kazanıyor. Totalde en çok ve en hızlı bilenlere de ödüller var..
2 gün 20 saniye gibi yakın farklarla kaçırdık günün birinciliğini,
çoğunlukla saç baş yolduk,
ve idefix, sana gıcık oluyoruz! bu kadar uğraştık, bize de ödül ver.
O bir dakikada bilenler! size de lafım var:bok bok bok bok!!! booooooooooook!
her gece 2 romandan kısa birer alıntı veriyorlar. en çabuk bilen her gün 100 tl hediye çeki kazanıyor. Totalde en çok ve en hızlı bilenlere de ödüller var..
2 gün 20 saniye gibi yakın farklarla kaçırdık günün birinciliğini,
çoğunlukla saç baş yolduk,
ve idefix, sana gıcık oluyoruz! bu kadar uğraştık, bize de ödül ver.
O bir dakikada bilenler! size de lafım var:bok bok bok bok!!! booooooooooook!
Esse diye bir tencere tavacı var hani. işte orada %50 indirime girmiş herşey. millet resmen talan ediyordu. Haçlı seferine gider gibi yemin ederim. O ortamda bana ne olduysa oldu, bir tür büyüye kapıldım ve dünyanın kabını kacağını alarak eve geldim. Doğrama tahtası bile aldım lan..
ne oldu bana, içime anne girdi :(
ne oldu bana, içime anne girdi :(
Ben bugün terfi aldım, "şef" oldum. kendimi yeni bir elbise giymiş barbie bebek gibi hissettim. herkes tebrik etti, değişik bir duygu, buruk bir sevinç. 2 sene önce olsam delicesine mutlu olurdum, bugün öyle mutlu olmadım sanki..
ama yine de seneyi kapatırken hoş bir sürpriz oldu bana.
bu depresif ruh hali tamamen üzerimden ne zaman çekilecek bilmiyorum, eski neşeli, gamsız ben'i özlüyorum. bazen eski "ben"i bitirenin iş hayatı olduğundan şüpheleniyorum. para karşılığı üstlendiğimiz bütün sorumluluklar. aman allahım içimde küçük bir anarşist mi başkaldırdı yoksa?
ama yine de seneyi kapatırken hoş bir sürpriz oldu bana.
bu depresif ruh hali tamamen üzerimden ne zaman çekilecek bilmiyorum, eski neşeli, gamsız ben'i özlüyorum. bazen eski "ben"i bitirenin iş hayatı olduğundan şüpheleniyorum. para karşılığı üstlendiğimiz bütün sorumluluklar. aman allahım içimde küçük bir anarşist mi başkaldırdı yoksa?
Av Mevsimini dün izleme şansı buldum nihayet.
Beğendim mi? Eeh.. Ne yazık ki iyice sindirip değerlendirdiğimde artılarındansa eksileri daha ağır bastı ...
filmin ilk yarısını büyük bir keyifle, ikinci yarısını ise sıkılarak izledim.
Artıları : Harika çekimler, enfes görüntüler, şahane müzikler, hepsi olağanüstü oynamış oyuncular.
Ve eksileri : yanıtı gözümüze gözümüze sokulan bir bilmece, hayal kırıklığı yaratacak kadar tahmin edilebilir bir cinayet, klişe bir son...
Eğer hikaye biraz daha alengirli olsaydı, gelmiş geçmiş en iyi türk filmi diyebilirdik o denli güzel çekilmiş. ama senaryodan kaybetti ne yazık ki :(
Ayrıca Şener Şen artık değişik bir rol oynasın yahu. Kötü adam oynasın, pezevenk oynasın, yeter ki onurlu gururlu, gençlere babalık eden dürüst adam olmasın artık!
Beğendim mi? Eeh.. Ne yazık ki iyice sindirip değerlendirdiğimde artılarındansa eksileri daha ağır bastı ...
filmin ilk yarısını büyük bir keyifle, ikinci yarısını ise sıkılarak izledim.
Artıları : Harika çekimler, enfes görüntüler, şahane müzikler, hepsi olağanüstü oynamış oyuncular.
Ve eksileri : yanıtı gözümüze gözümüze sokulan bir bilmece, hayal kırıklığı yaratacak kadar tahmin edilebilir bir cinayet, klişe bir son...
Eğer hikaye biraz daha alengirli olsaydı, gelmiş geçmiş en iyi türk filmi diyebilirdik o denli güzel çekilmiş. ama senaryodan kaybetti ne yazık ki :(
Ayrıca Şener Şen artık değişik bir rol oynasın yahu. Kötü adam oynasın, pezevenk oynasın, yeter ki onurlu gururlu, gençlere babalık eden dürüst adam olmasın artık!
düzenli ibadet edecek kadar dindar olamasam da inançlı biriyim, özellikle kötü dönemlerimde hep dua ederim. ama içimden de olsa arapça dua okumak hoşuma gitmiyor çünkü ettiğim duanın ne demek olduğunu anlamadan ezbere okumak anlamsız geliyor. hiçbir zaman dua ezberleyemedim zaten.. bildiğim 3 tane dua var, fatiha, sübhaneke ve kevser. normalde hep kendim türkçe, içimden geldiği gibi dua ederim. bu ara hırs yaptım oturdum fatiha'nın türkçesini öğrendim, artık türkçe dua ediyorum. şöyle birşey çıkıyormuş ortaya:
umarım doğru bir çeviridir. ama aşağı yukarı anlamın bu olması gerek. eğer dua ediyorsam bence ne dediğimi anlamalıyım, aksi takdirde ne dediğimi bile anlamadan bana birşey ifade etmeyen bir kelimeler bütününü ezberlemiş oluyorum...
şükür (hamd), alemlerin rabbi Allah'a aittir. o rahman ve rahim olandır. ahiret (din) gününün sahibi O'dur. Bizler yalnız ona kulluk eder ve yalnız ondan medet umarız. Bizi doğru yola yönelt, kendilerine nimet verdiklerinin yolundan yürüt. Gazabına uğrattıklarının ve sapıtanların yolundan değil.
umarım doğru bir çeviridir. ama aşağı yukarı anlamın bu olması gerek. eğer dua ediyorsam bence ne dediğimi anlamalıyım, aksi takdirde ne dediğimi bile anlamadan bana birşey ifade etmeyen bir kelimeler bütününü ezberlemiş oluyorum...
Uzun süredir içimden gelmiyordu cuma güzeli koymak..
Ama bugün moraller fena değil, ondan bu pisiyle şenlenelim istedim.
İlk ameliyatımı oldum dün. minik bir et beni aldırdım böğrümden :p
dikiş mikiş atıldı, heyecanlıydım çok.
Bu aralar doktor doktor geziyorum. Bir hastalık korkusu, bir telaş sardı dört yanımı dostlar. haftaya da 2 kere daha hastane yolundayım. çok stresliyim bu yüzden :(
haftada 2 tane murakami okumaktan mıdır nedir; kendime cerento, hakabe, makami, yokoku falan demek geliyor ya!
Metro rezaleti! İzmirliler kadar koyununu görmedim.
- Aralık 08, 2010
- By Ova (Excuse My Reading)
- 8 Comments
memleketim diye çok geçirmek istemiyorum ama, her geçen gün izmir'den ve izmirlilerden daha bir rahatsız oluyorum. Evet ben de izmirliyim!
Bugün şu uzun zamandır (herhalde bir 4-5 senelik geçmişi var) açılamayan fakat nihayet geçen pazar açılan Çiğli - Menderes metro hattına bindim.
Tam bir kepazelik!
Nergiz istasyonunda YARIM saat bekledim. evet, tren yarım saatte birmiş malesef. Eh, bu kadar seyrek sefer olunca o kadar kalabalık oluyor ki zaten, pres şeklinde gidiyorsunuz. Halkapınardan aktarma ile bornovaya gittim. Dönüşte yine treni kaçırdım, 35 dakika daha bekledim!
Metronun diğer tarafı yani Çiğli- aliağa ne zaman faaliyete geçecek belirsiz.. Söylentilere göre; Koyundere taraflarında bişeyler yapmayı unutmuşlar. bu yüzden de oradaki halk geçitleri kapatamazsınız diye isyan etmiş, açılış durdurulmuş...
Ben hayatımda bu denli özensiz, basiretsiz, beceriksiz bir proje daha görmedim. Metro bekledik; hafif raylı sistemimsi, yarım saatte bir geçen bildigin tren çıktı...
Ben izmirlilerdeki sevinci de anlamıyorum. Hatay hala kapalı, milletin anası ağlıyor. Bir Allah kulu da demiyor ki, bu şehir bunu mu hak etti bu güne kadar?
Yani izmirlilerin ayaklanması, bu metro rezaleti nedir? diye hesap sorması gerekmez mi?
Metro durağı evimizin önünde. Daha Trenin "t" si yokken, istasyonda güvenlik görevlisi beklemeye başlamıştı bile...Kaç senedir çalışmayan metronun güvenlik görevlisi bekliyor orada. kim ödüyor onun maaşını ? yazık günah yahu.
İzmir, laik ve demokratiğiz, inanılmaz moderniz diye göğsünü şişirmeye devam et ama rica ediyorum; ağzını açıp havalara bakarken biraz da alamadığın hizmetleri, yaşanılan kalitesizliği, alt yapının günden güne kötüleştiğini gör!!!! avrupa kentiyim demekle olmuyor hangi Avrupa kenti bu trenimsi şeyi "metro" diye alıp bağrına basardı???
Bugün şu uzun zamandır (herhalde bir 4-5 senelik geçmişi var) açılamayan fakat nihayet geçen pazar açılan Çiğli - Menderes metro hattına bindim.
Tam bir kepazelik!
Nergiz istasyonunda YARIM saat bekledim. evet, tren yarım saatte birmiş malesef. Eh, bu kadar seyrek sefer olunca o kadar kalabalık oluyor ki zaten, pres şeklinde gidiyorsunuz. Halkapınardan aktarma ile bornovaya gittim. Dönüşte yine treni kaçırdım, 35 dakika daha bekledim!
Metronun diğer tarafı yani Çiğli- aliağa ne zaman faaliyete geçecek belirsiz.. Söylentilere göre; Koyundere taraflarında bişeyler yapmayı unutmuşlar. bu yüzden de oradaki halk geçitleri kapatamazsınız diye isyan etmiş, açılış durdurulmuş...
Ben hayatımda bu denli özensiz, basiretsiz, beceriksiz bir proje daha görmedim. Metro bekledik; hafif raylı sistemimsi, yarım saatte bir geçen bildigin tren çıktı...
Ben izmirlilerdeki sevinci de anlamıyorum. Hatay hala kapalı, milletin anası ağlıyor. Bir Allah kulu da demiyor ki, bu şehir bunu mu hak etti bu güne kadar?
Yani izmirlilerin ayaklanması, bu metro rezaleti nedir? diye hesap sorması gerekmez mi?
Metro durağı evimizin önünde. Daha Trenin "t" si yokken, istasyonda güvenlik görevlisi beklemeye başlamıştı bile...Kaç senedir çalışmayan metronun güvenlik görevlisi bekliyor orada. kim ödüyor onun maaşını ? yazık günah yahu.
İzmir, laik ve demokratiğiz, inanılmaz moderniz diye göğsünü şişirmeye devam et ama rica ediyorum; ağzını açıp havalara bakarken biraz da alamadığın hizmetleri, yaşanılan kalitesizliği, alt yapının günden güne kötüleştiğini gör!!!! avrupa kentiyim demekle olmuyor hangi Avrupa kenti bu trenimsi şeyi "metro" diye alıp bağrına basardı???
Facebook'ta profil resmini çikolatalı pasta yap; şişkoları sevindir!
- Aralık 07, 2010
- By Ova (Excuse My Reading)
- 0 Comments
Arkadaşlar,
facebook'ta bazen kampanyalar görüyorum.
Kimin başlattığı belli değil. Profilini Türk bayrağı yap x 'i protesto et, Profiline çikolatalı pasta koy şişmanlara destek ol ....
En son çizgi film kahramanını profil resmi yaparak çocuk tacizi engelleme çılgınlığına şahit oldum da, şaşırdım.
- Sokakta, parklarda, çocukların etrafında dolanan yetişkin adamları gözlesek,
- Komşumuz çocuğunu dövüyorsa, tatlı tatlı konuşmayı denesek, olmadı polise havale etsek;
- Etrafımızda tacize uğradığına inandığımız çocuk varsa, konuşmayı denesek?!
Tamam oturduğu yerden hiçbirşey yapmadığı halde, başkalarını eleştiren negatif amcalardan olmak istemiyorum!
Hem bütün bu yukarıda saydıklarmı ben dahil kimse yapmıyor biliyorum, çünkü bizim hamurumuzda "aman karışmayayım, başıma bela olmasınlar" gibi bir gen var.
Ama bence profile çizgi film karakteri koymakla, türk bayrağı koymakla, olmaz bu işler. Tamam iyi niyetlisiniz, anladım da, ne demiş büyücünün ikinci kuralı?
facebook'ta bazen kampanyalar görüyorum.
Kimin başlattığı belli değil. Profilini Türk bayrağı yap x 'i protesto et, Profiline çikolatalı pasta koy şişmanlara destek ol ....
En son çizgi film kahramanını profil resmi yaparak çocuk tacizi engelleme çılgınlığına şahit oldum da, şaşırdım.
- Sokakta, parklarda, çocukların etrafında dolanan yetişkin adamları gözlesek,
- Komşumuz çocuğunu dövüyorsa, tatlı tatlı konuşmayı denesek, olmadı polise havale etsek;
- Etrafımızda tacize uğradığına inandığımız çocuk varsa, konuşmayı denesek?!
Tamam oturduğu yerden hiçbirşey yapmadığı halde, başkalarını eleştiren negatif amcalardan olmak istemiyorum!
Hem bütün bu yukarıda saydıklarmı ben dahil kimse yapmıyor biliyorum, çünkü bizim hamurumuzda "aman karışmayayım, başıma bela olmasınlar" gibi bir gen var.
Ama bence profile çizgi film karakteri koymakla, türk bayrağı koymakla, olmaz bu işler. Tamam iyi niyetlisiniz, anladım da, ne demiş büyücünün ikinci kuralı?
The greatest harm can result from the best intentions.
Yani niyetleri geçelim bence, eylemleri görelim...İyi niyetle kimsenin karnı doymadığı gibi, iyi yapıyorum diye düşünüp kötü yaptığımız çooooooooooook oluyor. çoook.
gökte yürüyor,
karlar kraliçesi,
yer yüzünde olup biten bütün haksızlıklardan uzak
herkesten habersiz.
keşke beni de alıp götürse
götürse geçmişin hiç yaşanmadığı bir yere
hiçbir şey için "çok geç" denmeyecek kadar
dokunsa buz kesmiş yüreğime
parmağımın ucunda
olup bitenleri engelleyecek gücüm yok
olmuşları olacaklara bağlayıp
karın içine gömsem
ovalasam avuçlarım buz kesene kadar...
bir masalda sıkışıp kalmış
karlar kraliçesi
yalnız diye üzülme
yalnızlık onun elbisesi,
kalkanı,
onu bugünden ve geçmişten kurtaranı.
oci
karlar kraliçesi,
yer yüzünde olup biten bütün haksızlıklardan uzak
herkesten habersiz.
keşke beni de alıp götürse
götürse geçmişin hiç yaşanmadığı bir yere
hiçbir şey için "çok geç" denmeyecek kadar
dokunsa buz kesmiş yüreğime
parmağımın ucunda
olup bitenleri engelleyecek gücüm yok
olmuşları olacaklara bağlayıp
karın içine gömsem
ovalasam avuçlarım buz kesene kadar...
bir masalda sıkışıp kalmış
karlar kraliçesi
yalnız diye üzülme
yalnızlık onun elbisesi,
kalkanı,
onu bugünden ve geçmişten kurtaranı.
oci
bir seneyi daha kapatıyoruz blogum ha?
- Aralık 06, 2010
- By Ova (Excuse My Reading)
- 1 Comments
2006 da başladım bu blogu yazmaya. o günlerden beri hayatımdaki herşey o kadar değişti ki
hayallerim değişti, umduğum şeyler, isteklerim, sıkıldıklarım, tanıdığım insanlar, hayattan beklentilerim, korkularım...
Bir senenin daha bittiğine inanamıyorum doğrusu. daha dün gibiydi, burada yılbaşında ne yapacağımı yazıyordum...
ve ; şu gün bir daha yazmak ürpertici cidden, zamanın nasıl geçtiğine dair akıl almaz bir kanıt olarak.
hayallerim değişti, umduğum şeyler, isteklerim, sıkıldıklarım, tanıdığım insanlar, hayattan beklentilerim, korkularım...
Bir senenin daha bittiğine inanamıyorum doğrusu. daha dün gibiydi, burada yılbaşında ne yapacağımı yazıyordum...
ve ; şu gün bir daha yazmak ürpertici cidden, zamanın nasıl geçtiğine dair akıl almaz bir kanıt olarak.
son günlerde gerçekten çok kötüyüm. mevsimden mi, kilo kaybetmekten mi, iş yerinde artan stresten mi bilmiyorum, lokmalarım bogazımdan geçmiyor
bir karar vermem lazım, ne istiyorum ben bu hayattan? ne bekliyorum?
stresin bitmesi için ne yapmalıyım?
yaşım arttıkça korkularım da artıyor. neden bilinmez. çocuk doğurmayı ciddi ciddi düşünüyoruz, acaba ondan mı korkuyorum?
Sevgili Ege benim bu durumuma bakıp bana şu paragrafları yolladı.Ben de okuyan olursa paylaşayım istedim..
*Asya'da maymun yakalamak icin kullanilan bir cesit tuzak vardir.
Bir Hindistan cevizi oyulur ve iple bir agaca veya yerdeki bir kaziga
baglanir.
Hindistan cevizinin altina ince bir yarik acilir ve oradan icine tatli bir
yiyecek konur..
Bu yarik sadece maymunun elini acikken sokacagi buyukluktedir. Yumruk yaptiginda elini disari cikaramaz. Maymun tatlinin kokusunu alir,yiyecegi yakalamak icin elini iceri sokar, ama yiyecek elindeyken elini disari cikarmasi olanaksizdir. Sıkıca yumruk yapmis el, bu yariktan disari cikmaz. Avcilar geldiginde maymun cilgina doner ama, kacamaz .
Aslinda bu maymunun tutsak eden hicbir sey yoktur onu sadece,
Onun kendi bagimliliginin gucu tutsak etmistir. Yapmasi gereken tek sey elini acip yiyecegi birakmaktir. Ama zihninde acgozlulugu o kadar gucludur ki, Bu tuzaktan kurtulan maymun cok nadir gorulur.
> > Bizleri de tuzaga dusuren ve orada kalmamiza neden olan sey, arzularimiz ve zihnimizde onlara bagimli olusumuzdur. Tum yapmamiz gereken elimizi acip benligimizi, bagimli oldugumuz seyleri serbest birakmak ve dolayisiyla ozgur olmaktir !!!
Not:
Hayat bana bişey mi anlatmaya çalışıyor bilemiyorum ama bu 1000. kayıtmış!
Sevgili Ege benim bu durumuma bakıp bana şu paragrafları yolladı.Ben de okuyan olursa paylaşayım istedim..
*Asya'da maymun yakalamak icin kullanilan bir cesit tuzak vardir.
Bir Hindistan cevizi oyulur ve iple bir agaca veya yerdeki bir kaziga
baglanir.
Hindistan cevizinin altina ince bir yarik acilir ve oradan icine tatli bir
yiyecek konur..
Bu yarik sadece maymunun elini acikken sokacagi buyukluktedir. Yumruk yaptiginda elini disari cikaramaz. Maymun tatlinin kokusunu alir,yiyecegi yakalamak icin elini iceri sokar, ama yiyecek elindeyken elini disari cikarmasi olanaksizdir. Sıkıca yumruk yapmis el, bu yariktan disari cikmaz. Avcilar geldiginde maymun cilgina doner ama, kacamaz .
Aslinda bu maymunun tutsak eden hicbir sey yoktur onu sadece,
Onun kendi bagimliliginin gucu tutsak etmistir. Yapmasi gereken tek sey elini acip yiyecegi birakmaktir. Ama zihninde acgozlulugu o kadar gucludur ki, Bu tuzaktan kurtulan maymun cok nadir gorulur.
> > Bizleri de tuzaga dusuren ve orada kalmamiza neden olan sey, arzularimiz ve zihnimizde onlara bagimli olusumuzdur. Tum yapmamiz gereken elimizi acip benligimizi, bagimli oldugumuz seyleri serbest birakmak ve dolayisiyla ozgur olmaktir !!!
Not:
Hayat bana bişey mi anlatmaya çalışıyor bilemiyorum ama bu 1000. kayıtmış!
Annem yazar oldu ben de olsam ne güzel olur
- Aralık 03, 2010
- By Ova (Excuse My Reading)
- 4 Comments
Nasa dünya dışı yaşam açıklaması yapacakmış, dün annem panikteydi. "ne zamandı o açıklama, ne zamaannnn" diye öyle bir soruşu vardı ki; görseniz sanki açıklamadan hemen sonra "her eve bir uzaylı mülteci" kampanyası başlayacak, uzaylılar bize evlatlık verilecek...
bu kadın "dünyalar savaşı", "dünyanın durduğu gün" gibi filmleri izlemiyor Allahtan, izlese çok daha farklı tatlara yelken açabilir, "uzaylılar dötümüzü kesmeye gelecek" korkularına kapılabilir.
Sevgili nasa, bence dünya dışı yaşam formları ile ilgileneceğine, annemi incele.
Fizik öğretmeni kadın 50 yaşından sonra yazar oldu. Azim, başarı...Hırs ne desen onda. Hem çizgi film karakteri, hem karakter oyuncusu bu kadın.
o benim annem ya, o olmasa ben bir hiçtim...işallah ben de onun kadar başarılı olurum edebiyat alanında.
eee biz de kendimize göre kıçı kırık bişiler yazıp çiziyoruz.
http://golgedergi.blogspot.com/2010/12/golge-e-dergi-39-say.html
Gölge Dergi'nin Aralık 2010 sayısında "GÖZ" isimli öyküm yayınlandı... Öyküye ait çizimleri de kardeşim Naz yaptı. Okuyunuz :))
Bu arada şaka maka, annemin kitabı çıkıyor, Nisan 2011 de İzmir Kitap Fuarına yetiştirecekler. Sözleşmeyi salı günü imzalıyor yayıncısı ile.. Umarım herşey güzel olur...
bu kadın "dünyalar savaşı", "dünyanın durduğu gün" gibi filmleri izlemiyor Allahtan, izlese çok daha farklı tatlara yelken açabilir, "uzaylılar dötümüzü kesmeye gelecek" korkularına kapılabilir.
Sevgili nasa, bence dünya dışı yaşam formları ile ilgileneceğine, annemi incele.
Fizik öğretmeni kadın 50 yaşından sonra yazar oldu. Azim, başarı...Hırs ne desen onda. Hem çizgi film karakteri, hem karakter oyuncusu bu kadın.
o benim annem ya, o olmasa ben bir hiçtim...işallah ben de onun kadar başarılı olurum edebiyat alanında.
eee biz de kendimize göre kıçı kırık bişiler yazıp çiziyoruz.
http://golgedergi.blogspot.com/2010/12/golge-e-dergi-39-say.html
Gölge Dergi'nin Aralık 2010 sayısında "GÖZ" isimli öyküm yayınlandı... Öyküye ait çizimleri de kardeşim Naz yaptı. Okuyunuz :))
Bu arada şaka maka, annemin kitabı çıkıyor, Nisan 2011 de İzmir Kitap Fuarına yetiştirecekler. Sözleşmeyi salı günü imzalıyor yayıncısı ile.. Umarım herşey güzel olur...