Hastanelik olmanın en kısa yolu: Milton Keynes Belediye Otobüsleri
- Şubat 22, 2011
- By Ova (Excuse My Reading)
- 6 Comments
koca götlü zenciler, saçlarını göze taramış ergenler, saaaooeereey (sorry) diye sağdan soldan geçen bebeler, ölmek üzere olduğu halde broşuna kadar süslenmeyi ihmal etmemiş ve "dede + kırmızı ruj " denkleminin çözümü olan nineler, waitrose / tesco savaşları, her köşebaşından eksik olmayan kahveciler, yine yaşlı teyzeler ve amcalar, maaaamiii diye koşturan küçük sarı pişikler, 150 yıldır aynı yerde aynı şekilde duran dükkanlar..ve tabi ki agzında bilye varmış gibi konuşan hintliler.
milton keynes'deyim. dün geldim. anam ağladı. o kadar yorgundum ve başım dahil her yerim zongurdamaktaydı ki, uyuyamadım bile!
trende gelirken bir karı-koca ile muhabbet ettim, kendileri northampton da oturuyorlarmış (istanbul londraysa-bursa northampton gibi düşünün). londrayı ben onlardan iyi biliyordum öyle diyeyim size. london eye'a gitmişler pek şendiler. londraya pek sık gitmiyorlarmış (10 yılda bir gibi bir sıklık bu) inanılır gibi değil. 2 saat uzağında Londra olacak ve gitmeyeceksin!!! oha yani.
neyse ingilizlerle iletişimin anahtarının "Lovely" kelimesi olduğunu bir kez daha tasdik ederek kendilerine veda edip Milton Keynes'de indim.
nihayet bayswaterdaki odamın 10 katı büyüklüğündeki güzel odama, greens otele kavuşacaktım. fakat o da ne? unuttuğum korkunç bir detay vardı : milton keynes in korkunç belediye otobüsleri ve bitmek bilmeyen roundaboutları. round about, döner yani. her tarafta döner kavşak var anasını satıyım. insides-out. kusuk. mide bulantısı, baş ağrısı. bir de şoförler de, crazy dance in kayseri modunda sürüyorlar, can sıkıntısından mıdır nedir artık bilemedim. milton keynes çok sıkıcı bir yer. çok sıkıcı. sıkıcı kelimesi yetmez belki.. bilemiyorum dostlar..
bu belediye otobüsleri, benim medeniyetle tek baglantım ve beni hastanelik ediyorlar. otobüs tutmayan bir insanım ben halbuki. siz hayal edin artık nasıl bir çalkalama ve titretme gerçekleştiğini.
dün bütün günüm yolculuklarla geçti. bugün ise, ev aramakla. emlakçıları dolaştım. 600 e bilss inclusive ev bulur muyum diye baktım. yok. ama billerle beraber 750 council tax derken 850 poundu bulacak aylık yerleşim masrafı..
gezerken bir kilise çıktı önüme. içeri girdim, dua ettim. fatiha okudum Allahım burası da senin evin, nolur bize doğru yolu göster , burda kalmak mı, türkiyeye dönmek mi... gerçekten bilmiyorum dostlar. burada kallmanın çok büyük riskleri mevcut, Türkiyeyi şimdiden çok özledim biliyor musunuz.
ayrıca, milton keynes den 2 parça manzara..
6 yorum
Hadi yeni odan hayırlı olsun..penceresinden gördüğün manzara güzel mi yine?
YanıtlaSilinsanlar çok ilginç..ben yurtdışında 3 ay yaşadım,deli gibi ülkemi özledim..şimdide orayı özlüyorum..ama sanırım oralarda çalışma şartları bize göre daha insanı ve koşullar daha güzel.
onun dışında en ufak yolda otobüs tutan biri olarak sanırım orası bana pek uygun değil.yada onlar düşünsün başlarına gelecekleri napalım!
bu arada izmirde hava yanı senin çektiğin resimlerdeki gibi kapkara sen oraya gittin diye midir nedir izmire ingiltere havası geldi..gerçi deliler gibide yağmur yağıyo..
umarım iyi bi gün geçiririsn..Gülden
otelimin manzarası da kendisi de güzel ama dedigin gibi günlerdir yalnızım ve çok bunaldım...
YanıtlaSilSıkma kendini olur mu?seni çok iyi anlıyorum..ben gittiğimde ilk bi hafta güneş gözlüklerimi takıp etrafı höykürerek ağlayarak gezmiştim..insanın orda arkadaşı olunca tadını çıkarmaya başlıyor.sende benim gibi hep internette takılıp skype ile konuşup,kendine zindan etme orayı!bana sölediklerinde "orayı özlersin" diye içimden neler saydırıyodum..Ama şimdi hakkaten özlüyorum.iş olmasada gezme kafanı boşaltma fırsatı olarak düşün keyfine var,o günler sonra gelmiyo..Gülden
YanıtlaSilps: çok tavsiye içerikli olduğundan istersen yayınlama bunu ama sen oku :) dediğimi yap yaptığımı yapma cerencim,keyfini çıakrmaya bak
ben de bi kere beleş incil almak için alsancakta bi kiliseye gittim. içerdeki orgda bach'ın toccata'sını çaldım. sonra baktım tepki yok, bide nikah masasını çalayım dedim. en son kimse görmeden sıvıştım
YanıtlaSilben de bi kere beleş incil almak için alsancakta bi kiliseye gittim. içerdeki orgda bach'ın toccata'sını çaldım. sonra baktım tepki yok, bide nikah masasını çalayım dedim. en son kimse görmeden sıvıştım. bunu camide yapsam sizi musalla taşına alalım derlerdi heralde
YanıtlaSilayrıca ben sanırım yine aynı yorumdan 2 tane yazmışım :$
YanıtlaSilen derin düşüncelerini dök bebeğim