Cuma Oxford University Press'teki son günümdü.
Öglen bana veda yemegi yaptılar, farewell drinks&lunch. Buranın adeti böyle ama genelde contractor yani geçici çalışanlar için pek yapılmazmış, çok mutlu oldum bu yüzden.
Bir de kart yapmışlar bana, hepsi de yazmış içine ebicik gübücük bişeyler, nasıl duygulandım..
Öglen bana veda yemegi yaptılar, farewell drinks&lunch. Buranın adeti böyle ama genelde contractor yani geçici çalışanlar için pek yapılmazmış, çok mutlu oldum bu yüzden.
Bir de kart yapmışlar bana, hepsi de yazmış içine ebicik gübücük bişeyler, nasıl duygulandım..
Ben içki içmiyorum, bu yüzden içki degil de soda içtigimi görünce küfelik olmayacaksın ne güzel diye nazire ettiler. benden önce veda yeemegi yaptıkları vatandas saat 1 den ikiye kadar öyyle bir sarhoş olmuş ki, onu pub'da bırakmak zorunda kalmışlar. saat 4te mesaileri bitince pub'a geri gelmişler, elemanço hala zilzurna sarhoşmuş ve gecenin 2sine kadar devam etmişler içmeye. işte böyle olur ingilizin veda partisi!
ya şaka bir yana, o parti bana bir şeyi anlamamı sağladı. ben 1 aydır müdürümden köşe bucak kaçıyorum. neden? çünkü adama ARM'a evet diyorum, malesef size hayır demek zorundayım demiştim. bunu telefon edip söylemeye götüm yemedi, mail yazdım hatta. çünkü önce bunlara evet demiştim, sonra vazgeçip öbür tarafa evet dedim! (o arada bir kaç pazarlık ve anlaşmazlık oldu, belirteyim)
neyse adam zannediyorum ki bana 'köpeeek bize hayır dersin öyle mi, hain dana!!!!' diyerek yüzüme tükürecek. ne münasebet. kalktı herkesin içinde teşekkür etti, ovacım, bizim için gerçekten çok güzel şeyler yaptın, özleyecegiz dedi! o an işte, gerçekten dedim ki artık Türkiye'de değilsin. Avrupalı adamın şu hiçbir şeyi kişisel almayan, rahat kafasını seviyorum.
Belki de avrupalı insanla ilgili en çok sevdigim şey bu. (ikincisi de hayvan sevmesi...)
neyse işte, benim yarın yeni işimde ilk günüm. Oxford mu cambridge mi diye bir aydır ha oraya ha buraya halay çeke çeke nihayet orada karar kıldık ve başlıyoruz. çok gerginim. çok korkuyorum. yine her zamanki gibi ya bu işi beceremezsem diye korkuyorum. ya çok stresli olursa diye korkuyorum. 31 yaşıma geldim ama hala kafam anaokulu çocugu gibi çalışıyor. diplomaları da getir demişler gelirken, ilk kez bir şirket diplomamı görmek istedi burada, acaba olimpiyat atleti gibi master'ı gögsüme lisans'i da degerli paketimin ta üstüne yapıştırıp koşarak mı girsem içeri? bu dramatik giriş bana ARM'da rahat huzur getirir mi? benim yükselmede, koltukta gözüm yok. çok karışanım görüşenim olmasın, erken geleyim erken gideyim, salçalı ekmek de oldu mu oh mis.
bu arada yarından itibaren önce mehmetle 30 dakika bedford, sonra ardından 1 saat X5 ile cambridge merkez, oradan da citi 3 isimli güzide otobüsle 15 dakikada robin hood duragında inip ARM'a toplam iyimserlikle 2 saat civarında ulaşacagım, hayde bre pehlivan, gazan mübarek olaa!!!!
ne de olsa bunu sen istedin!
Haftaya Arm'a basliyorum.bakalim orada hayat nasil olacak.
Cuma mehmet arkamdan oxford'a gelmis.
Bu arada ben su an yine iron dinliyorum.icimdeki woodkid sevgisi bambaska
Oxford uni. Press i goren mehmet 'boyle is yeri birakilir mi' diye epey kafami karistirdi.acaba yanlis karari mi verdim? Gidip gorecegiz. Ilk kez kadin olacak mudurum. Yellozluk edip yolusmazsa neden kotu olsun her sey? Emily ismi zaten emililere hep sempati beslemisimdir.
Oy dave ise strese girdi.dave benim su an yetistirdigim elemandi.mehmeti onunla tanistirinca yorumu su oldu: basbaya adammis la... Evet malesef adam yani 35yasinda.
Ayrica sacimi boyamam lazim sacimi yesile boyamak icin bleachlemistim su anda tarik menguc ingiltere subesiyim dostlar..
Haftasonu ilk kez scone yaptim tadi cok guzeldi valla devami gelir! Tarifi bbc den aldim scone recipe bbc diye aratinca cikiyor basit zaten yapmasi ;)
bunu cokca dusunuyorum, sapigin teki tarafindan tecavuze ugrayan su zavalli ordegin resmini gordukten sonra bunu yeniden dusundum.
hayvanlar aci cektiklerinde bizim gibi aglamiyorlar, bagirmiyorlar, ama sanirim gozlerinden ve vucut dillerinden izdirap icinde olduklari anlasiliyor degil mi. su hayvanin su halini gordukce yuregim paramparca oluyor, kutunun kosesine buzusmus ve ne kadar sarsildigi gozlerinden belli.
en az tecavuz kadar korkunc ve tiksindirici olan da 2 gundur medyanin bu sozde haberi ballandira ballandira ve adeta olayla dalga gecer gibi yazip cizmesi.
Allah bu guzel hayvanin acilarini dindirsin, keske akli selim biri onu adamin elinden alsa da kurtarsa olumden.
hayvanlar aci cektiklerinde bizim gibi aglamiyorlar, bagirmiyorlar, ama sanirim gozlerinden ve vucut dillerinden izdirap icinde olduklari anlasiliyor degil mi. su hayvanin su halini gordukce yuregim paramparca oluyor, kutunun kosesine buzusmus ve ne kadar sarsildigi gozlerinden belli.
en az tecavuz kadar korkunc ve tiksindirici olan da 2 gundur medyanin bu sozde haberi ballandira ballandira ve adeta olayla dalga gecer gibi yazip cizmesi.
Ordegin sahibinin ordegi kesecek olmasi da Turkiyede tecavuze genel bakisi ozetler gibi,
memleket memleket degil kara komedi anasini satayim.
Allah bu guzel hayvanin acilarini dindirsin, keske akli selim biri onu adamin elinden alsa da kurtarsa olumden.
Su Ingiliz iyimserligi biz Turklerde olaydi
ve biz de ingilizler gibi itibarimizdan ve elalem ne dercilikten once kendimizi sevseydik
simdi butun dunya onumuzde egilmis olmazdi belki ama
boyle hayra dokulen lokma gibi kizgin yagda kizarip darma durma daginik olmazdik milletcenek...
ve biz de ingilizler gibi itibarimizdan ve elalem ne dercilikten once kendimizi sevseydik
simdi butun dunya onumuzde egilmis olmazdi belki ama
boyle hayra dokulen lokma gibi kizgin yagda kizarip darma durma daginik olmazdik milletcenek...
Bazen sadece bu kadar buyudugumuze inanamiyorum. Bu kadar yaslandigimiza.
3 gün önce çok özel biriyle tanıştım.
Bana şu ana kadar inandığım pek çok şeyi tekrar düşündürdü. Kanatsız bir melek gibi bir kadın, koyu katolik, ve kadında öyle bir iman var ki, ben hayatımda bu kadar içten dua eden, bu kadar Allah'a güvenen ve şükreden birini daha görmedim. Tanrıya bu kadar sarsılmaz bir aşkla bağlı olan biri olamaz.
Çok etkilendim gerçekten.
Kuran Ehli Kitap'tan iman edenlerin de cennete gideceğini söylediği için gerçekten huzurluyum. Eğer dinimiz müslüman olmayanların cehenneme gideceğini söylese idi kendi içimde şüpheye düşerdim inanın. Sanırım bu pek bilinen bir şey değil. Ama Kuran asla ama asla sadece Müslümanların cennete gideceğini söylemez. Örneğin:
Bakara 62:
Bana şu ana kadar inandığım pek çok şeyi tekrar düşündürdü. Kanatsız bir melek gibi bir kadın, koyu katolik, ve kadında öyle bir iman var ki, ben hayatımda bu kadar içten dua eden, bu kadar Allah'a güvenen ve şükreden birini daha görmedim. Tanrıya bu kadar sarsılmaz bir aşkla bağlı olan biri olamaz.
Çok etkilendim gerçekten.
Kuran Ehli Kitap'tan iman edenlerin de cennete gideceğini söylediği için gerçekten huzurluyum. Eğer dinimiz müslüman olmayanların cehenneme gideceğini söylese idi kendi içimde şüpheye düşerdim inanın. Sanırım bu pek bilinen bir şey değil. Ama Kuran asla ama asla sadece Müslümanların cennete gideceğini söylemez. Örneğin:
Bakara 62:
Şu bir gerçek ki, iman edenlerden, Yahudilerden, Hıristiyanlardan, Sâbiîlerden Allah'a ve âhiret gününe inanıp barışa ve hayra yönelik iş yapanların, Rableri katında kendilerine has ödülleri olacaktır. Korku yoktur onlar için, tasalanmayacaklardır onlar.Ayrıca iyi insan olma tanımı, Cennete gitme ve korkmama güvencesi, iman etmek, namaz kılmak (namazın ayrıntısı Kuran'da verilmemiştir ve bence dua etmek de namaz olarak görülebilir?) ve zekat yani fakirlere yardım etmektir Kuran'ın çoğu yerinde olduğu gibi. Okudukça özünde bunun olduğunu görüyor insan, mesele detaylar değil, Allah'ın bizden beklediği şey çok basit, onu sürekli şükrederek anmamız ve bize verdikleri ile başkalarına yardım ve merhamet etmeyi ihmal etmemek.
Ben bu araba kullanmayi becerebilecek miyim bir gun
Turkiyede arabayi kullanamadan ehliyeti almisim ama burada olmuyor oyle
Fenalardayim...
