yahu şu ingilizler kadar koleksiyoncu millet yoktur herhalde. Tvde her 2 programdan biri antikalarla ilgili: bargain hunt, cash in the attic, antiques roadshow.
tırı vırı ya bu kadar meraklı olmak?
uyduruktan teyyare bir çay fincanı takımına sırf eski diye 1000 pound bayılmak (o paraya öküz alınır)
çıngırak, sehpa, biblo, çaydanlık, baston, mücevher kutusu her tür ıvır zıvırı zulalayıp seneler sonra servet değerine satma umudu ile yaşayan ingiliz kartoloşlar, budaklı meşe odunumla ben ısınma turlarındayız ona göre.
zaten şu ülkede budaklı odunla tedavi edeceğim tipler şunlar:
- 2 kelimesinden biri lovely olan optimistic şizo teyzeler.
- saçını bir kulagının hizasından ayırıp diger kulaga yatıran ve etrafı nasıl gördügü benim için büyük bir muamma olan, götü pantolondan dışarıda gezen 15 yaş üstü erkek bebeler.
- elinde nasıl tutacağını bilmediği bebeğiyle soreeeeeeeeeey diye gezen, kimisi seme gibi (special tenks tu begüm) kimisi zayıf ama memeleri bıngıl, kara kışta bile sandaletle gezen danalar.
üff ya. odun gerekiyo bunlara, evet tek çare odun
3 yorum
sınırsız tüketimden iyidir be :)
YanıtlaSilparamız bizde kalsın çinliye vermeyelim diye kendi mallarını takas ede ede yaşıyolar işte fena mı euheuheu
Süper anlatım :)
YanıtlaSilo semeler yaşlanınca lovely teyze oluyor işte! ingiliz karılarının evrimi bu yönde.
YanıtlaSilen derin düşüncelerini dök bebeğim