Nihayet Proje ofisinde altin gunleri yapmaktan kurtuluyorum dostlar!
Oturma planlari degisiyor, ben de nihayet diger yazilimcilarin yaninda oturacagim. Negatif enerjiyi nasil yigdiysam, ben odada kaliyorum, Yani su an oturdugum ofiste herkes gidiyor, ust kattaki ofislerden birine. Ust kattaki diger ofislerden birinden de, yazilimcilar geliyor. Nihahahahah!
Bu odada en sevdigim olan adam Bernard gidiyormus :( Simdi onun anlattigi muhtesem hikayeleri kim anlatacak? Agzini yaya yaya Konusan Stephie mi? Tek yaptigi masasinin cevresinde X veya Y erkek umutla ciftlesme dansi yaparken gulumseyerek kafasini saga sola yatiran Ceni mi? Peh!
neyse, yazilimcilarin arasinda da renkli tipler vardir elbette.
Bu arada, yeni kesfim, Brezilyali calisma arkadasim Enerton'un bir yazar olmasi! Kendisi bir polisiye kitap cikarmis, simdi ingilizce'ye cevrilmis ve onumuzdeki ay UK'de de satisa cikacakmis. Allaaaaaaaah gel bakayim sen buraya diye bir cektim ben bunu kenara. Kitaplar benim olayim bebeyim, hemen soyluyorsun kitabin adini sanini, kitap cikinca, aliyor okuyorum. Kitabini promote etmek icin fikir ister misin? dedim. Istedi. Ben bir basladim. En son frenim patladi sarampole yuvarlandim sanirim. Civar town'larin literary festivalleri, Crime Reader Association Group, aklima gelen butun Independent Bookshoplarin adini saydim kontak kursun diye.
Ya dedim ki, benim Ingilizce romanim cikacak olsa, inan bir banner giyer sokaklarda kosardim. O derece. Kendisini o gunden beri gormedim. (Odadan tasinmisti cunku)
Umarim manyak oldugumu dusunmuyordur...
0 yorum
en derin düşüncelerini dök bebeğim