idrar yolları enfeksiyonu çıktı.. çocukken popoma az iğne yememiştim. pazartesiden beri bir fenaydım, bitkinlik, yıkılıp kalacakmış gibi bir kırgınlık...neyse bugün işyerinde revire gittim hızlı bir idrar tahlili neticesinde böyle çıktı. Allahtan 9da servis vardı atladım geldim. düştüm yataga kütük gibi yattım daha yeni kalkabildim başım çatlıyor ağrıdan...
çok fenayım çok..
tez zamanda iyi olayım :(
MHP li Bir partilinin yürek paralayan isyanı : bunğğğlar gendilerine bağğladığlar hortumua gendilerine bağğladılağğrr
Gururla ağız büzerek Gülen bir Bahçeli...
O bahçeli ki "oha lan ne laf ettim, ne süper kodum lafı" diye gülüyor
Bahçeliyi hiç böyle görmediniz... İddia ediyoruz bu sezonun en iddialı yapımı: Ne Hortumu, Ganalizasyon Borusu çok yakında değil hemen şimdi şu anda, burada...
üniversiteden, liseden sıkı sıkı arkadaşları olan insanları çok kıskanırım hep. çünkü benim ne lisede, ne üniversitede, okuldan sonra bile kopmadan görüştüğüm çok yakın arkadaşım olmadı. Bazı arkadaşlarımın taa ortaokul ve liseden hiç aralıksız görüştüğü, "ahiretlik" dostlarını görünce, içim cız ediyor. Ben çok geçimsizim herhalde!
İnsanların hayatından çıkıp gittikçe veya insanlar benim hayatımdan geçip gittikçe, 2006 gibiydi sanırım, kendimi acayip yalnız hissetmeye başladım. cidden, arayıp birşeyler anlatabileceğim, kız kıza haltlar karıştırabileceğim, onu bunu çekiştirebileceğim, işten dert yanabileceğim, çemkirikler atabileceğim bir tane arkadaşım yoktu... Varolanlarla da çok yakın değildim, mesafeler, mesafeler!
İnternet bu noktada imdadıma yetişti. Öyle güzel dostlar verdi ki bana, bazen düşündükçe çok mutlu oluyorum. Ekşi Sözlük ve blogger'dan tanıdığım tüm güzel dostlar, iyi ki varsınız!
Geçen haftasonu Gece seansına nedense büyük umutlarla gittik. Unbreakable ve Sixth Sense'i çok beğenmiştik zamanında, o yüzden son 4 - 5 filmi facia olsa bile bizim hala Night amca için umutlarımız vardı. ( Sudaki Kız ve Köy sanırım pek çoğunuz için kötüydü, benim için de öyle!)
ama gerçekten, çok kötü bir film Şeytan. Gerilmeyi başarıyorsunuz bak, ona bişey diyemem. Ama filmin tek başardığı bu zaten: germek. Tırt hristiyan gövde gösterileri olur ya, işte aynen var bu filmde de. (Şeytan geldi diye dizlerinin üzerine çöküp dua eden katolik modeli ) çok kötü!
Edit: papatya bulundu. Dükkanda kapalı kalmış zavallı 3-4 gün!! dün şoktaydı
Sevgili Kedilerim Oracle ve Müdür'den ayrılalı 3 buçuk sene falan oldu.. yukarıdaki resimdeki tekircan benim Oracle'ımdı.
Kocam Mehmet'in çok ağır bir kedi alerjisi var. 2 buçuk sene ilaç kullandı, hala Astımından kurtulamadı..
Kedilerimiz bizimle 2 buçuk sene yaşadılar.. Sonra birini evlendirdik diğeri çiftlik kedisi oldu
O gün bu gündür sokaktaki kediler bizim. Papatyamız var 5 senedir bizim apartmanın bahçesinde. Pakize, Mukadder, Osman rahmetli oldular. Mahmut vardı, o da öldü yavrucak.
Şimdi Papatya, hürriyet, Hüsniye, Haydar ve Murtaza var düzenli bizim orda takılan. 1 haftadır Papatya ve hürriyet'i bulamıyoruz bir türlü. Parktaki çocuklar mı bişey yaptı, araba mı ezdi, köpek mi kaptı, bilmiyorum! Bu akşam çıkıp civarda turlayacağız mehmetle.
Gerçekten sabah Papatyanın başını okşamadan çıkınca evden, huzursuz oluyorum..akşam gelince gözüm onu arıyor... Moralim bozuk.
İş yerinin kapısında da İsmail vardı, o da yok 10 gündür. Nereye kayboldu bu kediler? Azgınlık dönemleri geldi de ondan mı yoklar ortada, keşke öyle olsa ... Özlüyorum mırnavlarımı
Biz şu ana kadar 4 ayrı evde oturduk, 4 ünde de üst komşumuzdan illallah ettik
Dün mehmet artık : sanırım sorun bizde dedi.
Evet, çocukların tepinmesine, gecenin bir vakti elektrik süpürgesiyle ev süpürülmesine, mobilyaların sürekli garc garc ettrilmesine rahatsız olma tepkisi verdiğim için sanırım sorun bende.
Apartman hayatından nefret ediyorum, cidden.
- mesela komşum çöpünü kapının önüne koymuyor.. yaklaşık 7 metre mesafe var onun kapısı ile benim kapımın arasında, getirip tam ortaya koyuyor. böylece her sabah çöp kokusu duymak zorunda kalıyorum. kapıcı her akşam 8 de çöpleri topladıgı halde!
- üst kat komşusunun 2 oğlu var, yürümeyi bilmiyorlar. koşuyorlar. ayılar gibi. sağa sola çarpıyorlar, bağırıyorlar, top mu oynuyolar napıyorlar bilmiyorum. kadın da şeker birisi ama yuh yani. babam bizi evde zıplatmazdı bile. bu çocuklar resmen tazmanya canavarına ders verecek nitelikte.
- apartmandaki çocuklardan biri asansöre işiyor.. kim o bulursam ağzını yüzünü kırıcam.
düşüncesiz öküzlerle yaşamaktan bıktım.
ister sitede ol ister küçük apartmanda , muhakkak bir ayı çıkıyor. muhakkak biri düşüncesizlik ediyor. bu yüzden umarım ilerde müstakil evim olur. onun da kendi zorlukları var belki ama en azından milletin gürültüsünü / çöpünün kokusunu / geceyarısı kavgalarını / yüksek sesle dinlediği müzikleri ve gerizekalı çocuklarını çekmek zorunda değilsiniz...
ba-da-hum...
bu günleri de mi görecektim... Çaki amca twitterda kah "fight club tshirt leri geldi koşun alın" kah "invisible monster tshirtleri çıktı!!!" diye twitliyordu..gözünü bu kadar mı para hırsı bürüdü lan çak!!!! alçak. nerde kaldı senin paketlenip,allanıp pullanıp satılan; edinerek kendimizi iyi hissetmeye çalıştıgımız herşeye düşmanlıgın? numaramıydı lan! o tshirtler boy boy...devamını bilmiyorum ama amcam sana ayıp şeyler yapabilir, izin veriyorum. zibidi herif.
12 Eylülde, yani bu pazar günü İstanbulda, İkitelli de facia gibi bir kaza yaşandı.
13 kişi öldü. (şimdilik)
Şoförün son 9 ayda, 39 tane trafik cezası varmış. İşte 40. kusuru 13 kişinin canını aldı...
bu nasıl bir gerizekalılık bilmiyorum. trafik ihlali, kırmızı ışıkta geçme, hatalı sollama, aşırı hız, sabırsızlık, acele, açgözlülük...bu adamların kafalarına doğru düzgün birisi olup kurallara uymanın, ekstra bir özellik değil de normal insan özelliği olduğunu nasıl aktaracağız?
Nasıl kurtulacağız, 39 tane cezası olan adamın şoförlüğünün iptalini engelleyen, "yazıktır günahtır" soslu arabesk kültüründen?
Nasıl kurtulacağız, kırmızı ışıkta geçenlere, ayakta balık istifi yolcu alanlara "olur öyle, nasıl yapalım?" diye bakan arabesk zihniyetinden?
Üzerimize yapışmış işte, çıkmıyor. Hep size haksızlık edildi, hep size zulmedildi zaten! Yaşam size adil davranmadı diye koyverin gitsin, başkalarına zarar verebilirsiniz! duygu pornosuna teslim olun, kendi vicdanlarınızı kırbaçlayın arabeskle yağlayıp.
Nasıl olsa bu ülkede, kimse insan yerine konulmaya alışkın değil.
baksanıza, Fazıl Say'ı bile linç edeceklerdi, halbuki bir dur, bir anla adam ne diyor, ne anlatıyor. Helal olsun adama, ben sonuna kadar katılıyorum.
İçimizdeki beyinsizleri, ayıklamanın zamanı gelmedi mi artık?
burası "canım peri boklu mutfagım" "pembe hayallerle süslü tarifler" veya "biz yiyoruz ama hiç kaka yapmıyoruz, yaparsak da pembe kaka yapıyoruz" tarzı bloglara döndü farkındayım ama binde bir pasta börek yapıyoruz anılarımıza sokuşturalım müsadenizle...höyt!
ben pişirmesini falan iyi yapıyorum ama ayı yavrusu gibi elimin ayarı yok çevirirken yırttım güzelim hamuru... (yukarda resim ) sağdan şirazesi kayık oldu zavallının...
Esasında bu gece Gülsüm e cupcake yaptık ama cupcake'i hazır muffin hamurundan değil tarife göre yapınca epey bir hamur arttı o hamurla da al sana çakma turta ...armutlu tart mı desem yoksa?
bunlar da ebedi dostumuz kapkekler..cupcake..kapkek..cört...
biyeriniz şişmiyor umarım. şişerse de şişsin baneneeeeeeee yarın iş var ve ben tatilin bitmesini hazmedemiyorum, ühühühühüh.
bir de çok işimiz gücümüz yokmuş gibi 2000 parça yapboz aldık şuan salonun ortasında beyaz çarşafın üstünde... hoş bir popart parçası olarak duvarda yerini alacak ama bitesiye kadar bi tarafımızdan kan gelecek mi ne ?
işte böyle olacak bitince...
kadraja benim bebek mezarı gibi ayak da girmiş kusura kalmayın..
Çarşamba günü öğlen, goygoyla dolu uzun bir tatile girişimizi kutlamak amacı ile cupcake yaptım :)
O gün Naz'la malak gibi yayıp dvd izlemeyi planlıyorduk . sonra bizim pek tatlı stajyerimiz Çağıl'ın gelmesi ile Wii de kapışma başladı ve ben de mutfak becerilerimi döktürünce oyun ve yeme içme ile geçen bir öğleden sonrası oldu
Kızlar aslında bana yardım edeceklerdi ama Wii ye öyle daldılar ki cupcake leri yaptığımı görünce şaşırdılar :)
Mario Kart, Wii Fit derken zaman çabucak geçiyor
Tanrım bu cupcakeler sıfır kalori olsaydı ne güzel olurdu. ben malesef diyet yaptıgım için bir tane bile yiyemedim- hüngür hüngür fışır fışşş-
Bugün bu fotoları kuzenimiz Gülsüm gördü ve bu akşam silah zoru ile cupcake yapıyorum tekrar! Ama asıl bomba mehmetten geldi: ben en az 8 tane yiyorum, çok yap!!!
tatil sonrası işe dönmek bombok bir his ama olsun biz bu gece sanırım cupcakeler ile bu hissi yeneceğizz
Bayram tatili sebebi ile cuma günü muhtemelen gezme tozma dünyasında olacagımdan cuma güzelinin misyonunu bayra güzeli olarak güncelleyerek herkeslere iyi bayramlar diliyorum!
Sizce de patisini öptürmek istemiyor mu bu dombil :)
Ben bu şiiri çok seviyorum ya. Öyle böyle değil.(Onur -ah muhsin- Ünlü'nün şiiri bu arada!) lütfen önyargısız okuyun. bir müslümanım ve itiraf ediyorum şu şiiri gördüğümde yine dinci zırvalarından biri olduğunu düşünmüştüm. okuyunca utandım. resulullah kelimesinin bana olumsuz şeyler çağrıştırmasına sebep olanların tepesine yıldırım düşsün ne diyim!!!
resulullah süper bir insandı, ben o kadar değilim, resulullah yolda ebu bekir’i görse ‘es selamu aleyküm ya sıddık’ derdi, ben yolda ebu bekir’i görsem tanımam. resulullah asla yalan söylemezdi; ben annem ölürken hiç ağlamadım. ben annem ölürken çok ağladım çünkü annem gırtlağından hırıltılar çıkarırken nasıl terliyordu, görmeliydiniz. resulullah azrail’i yolda görse tanırdı; ben azrail’i annemin yanında görseydim ona bir çift lafım olurdu, derdim ki şimdi yani af edersin ama o sıktığın annemin gırtlağı. resulullah olsa ona bunları söylesem o bana gülümserdi; o bana gülümserdi ben ona derdim ki, anam babam yoluna feda olsun ey allah’ın resulü; fakat şu koca melek, annemin gırtlağını sıkıyor, bir şeyler yapamaz mıyız? resulullah orada olsaydı annemin elini tutardı derdi ki ‘kızım ha gayret!’; ben orada olsaydım annemin elini tutardım ve derdim ki ‘anneciğim ölmesen…’ ben oradaydım annemin elini tuttum ve dedim ki ‘anneciğim seni ben…’; annem döndü bana bir baktı o bakışı görmeliydiniz resulullah o bakışı görseydi merhametten ağlardı; ben o bakışı gördüm haşyetten bayılacaktım ama annem elimden tuttu. ne tuhaf, anneler ölürken bile çocuklarının anneler ölürken bile çocuklarının ellerini bırakmıyor ne tuhaf… resulullah çok şanslı bir insan annesi öldüğünde o küçücüktü; benim annem öldüğünde ben küçücük değildim, zaten şanslı birisi de değilimdir, filmlerim iş yapmaz. annem daha yeni öldü fazla uzaklaşmış olamaz! olamaz dedim annem son nefesini alıp da vermeyince verse de ben alsam onu, içim ferahlasa, siz de görseniz resulullah tutsa annemin elinden birlikte geçseler çölü nasıl olsa resulullah da ölü annem de ölü.
Kedili manyak karı blogu oluyoruz, az kaldı. ama napıyım, beni hiç sallamayan şu küçük mendeburlara bayılıyorum. itin itin peşlerinden gidip bana baksınlar, değer versinler, sahip bellesinler istiyorum ama olmuyor... Nafile! kedi kendi için yaşamayı, merakla başını derde sokmayı, ekmek teknesine nemrutluk edip kıçına şaplağı yemeyi, pencereden kuşlara bakarken cöttenek aşağıya düşmeyi seviyor. Kedi yaşamayı seviyor, tembelcesine, bencilcesine... bencil dedimse abartmamak lazım, bizden fazlaca değil bencilligi.
Benim gibi çatlakları avlamak için Kedici diye bir dergi çıkarmışlar. Benim 2010 başlarında haberim oldu valla, geç kalmışım. Alıyorum biriktiriyorum. Koleksiyon yapacağım!!!! Milletin kedisinin namusuna göz dikiyorum yok böyle bişey. ağzımın suyu akıyor sayfalar çevrilirken. sadece kedi resmi yok elbette, kedili şiirler, kedili hayatlar, kedili herşeyle dolu bir magazin işte..
Bu fevkalade içi dolu turşucuk dergi tanıtımından sonra kendi asayişimizle ilgili kısa kısa özet geçeyim.
Naz yanımızda stajyer olmaya devam ediyor ve sanırım iş yerinde geçirdiğim en güzel günler, kardeşimin de benimle servise binip işe geldiği günler! bugün süper bir bomba oldu şu kitabın yayıncıları Nazın deviantart sayfasını bulmuşlar, bu kitabın devamı mı ne çıkacakmış orda Nazomun çizimlerini kullanmak istiyorlarmış! havalara uçtuk tabi sevinçten. umarım devamı gelir. kitabın credits kısmında adı geçecek.. copyright ini da ellemiyolar resim aynen naz'a ait kalacak.
Dün Harper's Island isimli gudik polisiye dizisini izledim, 7. bölüme kadar zevk almadım aslında. Esas kız Abby'nin çok hoş giyinmesi ve adanın doğal güzelliği aklımda kalanlar. he, katili de tahmin ettik!!
Önümüzde güzel bir tatil var. bu güzel tatili umarım güzel değerlendirebilirim.. kilo verme ve çalışma açısından. haydi bakalım, herkese iyi bayramlar benden şimdiden!
Cuma güzelimiz bu hafta çizim dersinde oldugundan geç kalmış :p Kendisini stüdyodan apar topar getirttik!!
yiriz ama onu değil mi???
topak olmuş, ayaklarının üstünde oturan kedi gibisi var mı?