Sanki sevgilimi terk ediyorum ya, olmaz olsun boyle istifa!
- Mart 29, 2016
- By Ova (Excuse My Reading)
- 6 Comments
Ben gecen carsamba miydi, persembe miydi - karisti artik kafa iyice, Paskalya tatili yuzunden- gavurun DROPPED the BOMB dedigi gibi yaparaktan mudurume 'Ben gidiyorum, kalbimde anilar, aklimda gulen yuzun kalacak, beni unutma, optum canim kib bye' yapmistim. Universite'deki isimi silip atmaya hazirdim. Eski sirketim de bana 'Geri don geri don, ne olur geri don' yapiyordu zaten, bir yandan da Contract isler icin arayip duran headhunterlar var, kendimi yeniden markete atasim ve baska yerlere ziplayasim feci sekilde gelmisti!
Turk bir Mudur olsa soyle oturdugu yerde genisler, buyur, SIKTIR GIT KARDESIM TUTAN MI VAR diye bagirabilirdi. Ama benim terbiyeli mudurum hakiki bir Ingiliz oldugu icin sokunu yalnizca 'Oh that's unexpected' seklinde yasadi. Bana 'gitme kal, bak valla cok mutlu olursun, bahar da geliyor, nisan mayis aylari gevser universite ortamlari' alt metinlerini gecti. Ben de olmaz minvalinde bir seyler sacmaladim. Zaten sikisinca ve konusamayinca Ingilizcem yetmiyor ustume gelmeyin diye pozitif ayrimcilik dilenciligi yapiyorum. Acayip cakalim!
Jack Black'e cok benzeyen terbiyeli mudurum benim istifa emailimi HR'a gondermedi. Elinde kol gibi 2 ay notice tutuyor, nasil cikip gidebilirim zaten. Bekleyip duruyorum ben de o gun masamda. Saat 3'e dogru mudurumun muduru geldi, su surekli titreyip goz kirpan, Allah diye bagiran Sabri'ye benzettigim adam. G diyoruz kendisine. Allahim adam zaten durdugu yerde oynayan, heyecanli, kipirdak bir tip. Benim istifa kararimi duyunca gerilmis belli, Madonna'nin zenci danscilari gibi fikir fikir olmus eleman. "Gel seninle 10 dakika konusalim Ova" dedi, ben de el mahkum dustum pesine. Adam halay cekmeyi bilse yapisacagim kucuk parmagina, titreye titreye yandan yandan kopup gidecegiz, halayla duygularimizi icimizden akitacagiz adeta. Ama heyhat kultur aramizda buyuk engel, eline yapissam halaydan baska her seyi anlar diye tuttum kendimi.
Girdik bunun odasina. Ben bir sandalyede buzustum. Icimden Fatiha okuyorum. Adam tam bir bully cunku, daha once benim proje mudurunu nasil citiledigini biliyorum herkesin icinde. Dedim aha tamam, simdi bu benim agzima sicacak. "Biz seni ise almadik mi, istedigin parayi vermedik mi, sana her turlu kolayligi saglamadik mi, nankor kopek, daha ne istiyorsun? CANIMIZI MI ALACAKSIN!" Sumuk gibi kalacagim. Kem diyecegim, kum diyecegim. Dedim ki kizim Ova, cok mu sikistin basla aglamaya. Bir gun olsun su erkek dunyasinda kadinligini, gozyaslarini kullan, gelmeyin ustume kendimi printer'in ustunden asagiya atarim diye duygu somurusu yap. O denli gozumu kararttim yani. Ay aman adam, sincap gibi suratima bakmasin mi? Birak kizmayi, masal anlatan baba edasi ile, 'Nedir sorun yavrucugum?' demesin mi? Ben epey uzun bir kemkum zincirinin ardindan meramimi anlattim, isin tam olarak bekledigim gibi cikmadigini, burada SharePoint takimi falan olmadigini, hem cussece iri, hem bilgice iri oldugum icin adeta tek basima bir SharePoint adacigi haline geldigimi falan anlattim. Universitenin uzay boslugunda herkesten ayri yuvarlanip gidiyorum, nedir benim bu halim falan dedim. Tabi o da bir dizi goz kirpistirma ve el kol kimildatma esliginde, "ya, demek oyle, demek oyle" falan dedi.
Arkadas, nasil igrenc bir kulturden geliyorsam, az evvel ezik ezik otururken adamin sevecenligi ile cevval bir hale geldim basladim adamin tepesine cikmaya. Igrencim, igrenc. Kicikirik bir IT'ciyim, Goren de Nasa'da astronotum sanacak yani. Icimde ne var ne yok cikardim, move on etmek istiyorum dedim. Adam da tane tane konustu, bak burasi tamam kar amacli bir kurulus degil ama soyle soyle iyi yanlari var, istersen gel sana Flexible Working yapalim, hem cocugunla falan zaman gecirirsin, tusu kurar, fasulye ayiklarsin dedi. Stay beybi stay diye turku cigirdi. Ben yine kararimdan geri adim atmadim ama, adam bana 'Saliya kadar dusun, o gune kadar off'um, donunce goruselim' dedi. Terbiyeli olma sirasi bendeydi. Boynumu kirip tamam dedim.
4 gunum dusunmekle gecti. Ve karar verdim ki kalip bu projeyi bitirecegim. Bana guzellik yapip calisma saatlerimi sikistiracaklar cunku. Pazartesi-Carsamba uzun calisip Persembe Cuma yarim gun olacagim. Ama rahata alismamam lazim, emekliligi gelmis amcalarla tuyu yeni bitmis coder cocuklarin arasinda, dedikodu ve spekulasyonlarla dolu memuriyet hayatima su elimdeki projedeki Technical Lead rolunu bitirir bitirmez veda edecegim. Yoksa ben de o emeklilere donusurum bir gun! Terbiyeli Jack Black ile konusurken de soyledim, "bu proje benim namusum Jack, bunu bitirip guvenli bir sekilde size teslim edecegim, sonrasi Allah Kerim". Pezevenk oyle bir siritti ki, ulan dedim, bunlar adam bulamiyorlar, burada calisacak tek enayi cidden benim. Oglen baska bir toplantiya gittik sandalye yoktu ve bana yer verip yerde oturdu Jack Black dusunun yani. Kopruyu gecene kadar ayiya dayi diyelim diye dusunuyor muhtemelen.
Of, iste boyle. Basarisiz bir devrim girisiminde bulunmus atesli solcular gibi yenik ve yorgunum dostlarim. Az evvel yine bir toplantidan ciktim. Bunu da Erkin Koray'in Cambridge subesi yonetiyordu. Bu kadar benzer mi insan insana. Cikarken yuzune bakip "Estarabim?" dedim, Pardon? dedi. Saka, saka, icimden dedim. estarabim, estarabim.
Allahim sen her daim benim yanimda ol, guzel rabbim. Bana dogru yolu goster ve beni dogruluktan ayirma. Cok sukur. Valla saka bir yana, umarim hayirli bir karar vermisimdir, bir an evvel hamilelikten ve dogum izninden sonra pas tutan teknik becerilerimi parlatip baska limanlara yelken acmam lazim. Burasi guzel hos ama cok agir ve hantal. Her cicekten bal almak, butun sirketleri parmaklamak istiyorum ben. Ozel hayatimda namusumu korusam da, is hayatinda capkin olmak kaderim, kacamiyorum. Gozum hep disarida!
Turk bir Mudur olsa soyle oturdugu yerde genisler, buyur, SIKTIR GIT KARDESIM TUTAN MI VAR diye bagirabilirdi. Ama benim terbiyeli mudurum hakiki bir Ingiliz oldugu icin sokunu yalnizca 'Oh that's unexpected' seklinde yasadi. Bana 'gitme kal, bak valla cok mutlu olursun, bahar da geliyor, nisan mayis aylari gevser universite ortamlari' alt metinlerini gecti. Ben de olmaz minvalinde bir seyler sacmaladim. Zaten sikisinca ve konusamayinca Ingilizcem yetmiyor ustume gelmeyin diye pozitif ayrimcilik dilenciligi yapiyorum. Acayip cakalim!
Jack Black'e cok benzeyen terbiyeli mudurum benim istifa emailimi HR'a gondermedi. Elinde kol gibi 2 ay notice tutuyor, nasil cikip gidebilirim zaten. Bekleyip duruyorum ben de o gun masamda. Saat 3'e dogru mudurumun muduru geldi, su surekli titreyip goz kirpan, Allah diye bagiran Sabri'ye benzettigim adam. G diyoruz kendisine. Allahim adam zaten durdugu yerde oynayan, heyecanli, kipirdak bir tip. Benim istifa kararimi duyunca gerilmis belli, Madonna'nin zenci danscilari gibi fikir fikir olmus eleman. "Gel seninle 10 dakika konusalim Ova" dedi, ben de el mahkum dustum pesine. Adam halay cekmeyi bilse yapisacagim kucuk parmagina, titreye titreye yandan yandan kopup gidecegiz, halayla duygularimizi icimizden akitacagiz adeta. Ama heyhat kultur aramizda buyuk engel, eline yapissam halaydan baska her seyi anlar diye tuttum kendimi.
Girdik bunun odasina. Ben bir sandalyede buzustum. Icimden Fatiha okuyorum. Adam tam bir bully cunku, daha once benim proje mudurunu nasil citiledigini biliyorum herkesin icinde. Dedim aha tamam, simdi bu benim agzima sicacak. "Biz seni ise almadik mi, istedigin parayi vermedik mi, sana her turlu kolayligi saglamadik mi, nankor kopek, daha ne istiyorsun? CANIMIZI MI ALACAKSIN!" Sumuk gibi kalacagim. Kem diyecegim, kum diyecegim. Dedim ki kizim Ova, cok mu sikistin basla aglamaya. Bir gun olsun su erkek dunyasinda kadinligini, gozyaslarini kullan, gelmeyin ustume kendimi printer'in ustunden asagiya atarim diye duygu somurusu yap. O denli gozumu kararttim yani. Ay aman adam, sincap gibi suratima bakmasin mi? Birak kizmayi, masal anlatan baba edasi ile, 'Nedir sorun yavrucugum?' demesin mi? Ben epey uzun bir kemkum zincirinin ardindan meramimi anlattim, isin tam olarak bekledigim gibi cikmadigini, burada SharePoint takimi falan olmadigini, hem cussece iri, hem bilgice iri oldugum icin adeta tek basima bir SharePoint adacigi haline geldigimi falan anlattim. Universitenin uzay boslugunda herkesten ayri yuvarlanip gidiyorum, nedir benim bu halim falan dedim. Tabi o da bir dizi goz kirpistirma ve el kol kimildatma esliginde, "ya, demek oyle, demek oyle" falan dedi.
Arkadas, nasil igrenc bir kulturden geliyorsam, az evvel ezik ezik otururken adamin sevecenligi ile cevval bir hale geldim basladim adamin tepesine cikmaya. Igrencim, igrenc. Kicikirik bir IT'ciyim, Goren de Nasa'da astronotum sanacak yani. Icimde ne var ne yok cikardim, move on etmek istiyorum dedim. Adam da tane tane konustu, bak burasi tamam kar amacli bir kurulus degil ama soyle soyle iyi yanlari var, istersen gel sana Flexible Working yapalim, hem cocugunla falan zaman gecirirsin, tusu kurar, fasulye ayiklarsin dedi. Stay beybi stay diye turku cigirdi. Ben yine kararimdan geri adim atmadim ama, adam bana 'Saliya kadar dusun, o gune kadar off'um, donunce goruselim' dedi. Terbiyeli olma sirasi bendeydi. Boynumu kirip tamam dedim.
4 gunum dusunmekle gecti. Ve karar verdim ki kalip bu projeyi bitirecegim. Bana guzellik yapip calisma saatlerimi sikistiracaklar cunku. Pazartesi-Carsamba uzun calisip Persembe Cuma yarim gun olacagim. Ama rahata alismamam lazim, emekliligi gelmis amcalarla tuyu yeni bitmis coder cocuklarin arasinda, dedikodu ve spekulasyonlarla dolu memuriyet hayatima su elimdeki projedeki Technical Lead rolunu bitirir bitirmez veda edecegim. Yoksa ben de o emeklilere donusurum bir gun! Terbiyeli Jack Black ile konusurken de soyledim, "bu proje benim namusum Jack, bunu bitirip guvenli bir sekilde size teslim edecegim, sonrasi Allah Kerim". Pezevenk oyle bir siritti ki, ulan dedim, bunlar adam bulamiyorlar, burada calisacak tek enayi cidden benim. Oglen baska bir toplantiya gittik sandalye yoktu ve bana yer verip yerde oturdu Jack Black dusunun yani. Kopruyu gecene kadar ayiya dayi diyelim diye dusunuyor muhtemelen.
Of, iste boyle. Basarisiz bir devrim girisiminde bulunmus atesli solcular gibi yenik ve yorgunum dostlarim. Az evvel yine bir toplantidan ciktim. Bunu da Erkin Koray'in Cambridge subesi yonetiyordu. Bu kadar benzer mi insan insana. Cikarken yuzune bakip "Estarabim?" dedim, Pardon? dedi. Saka, saka, icimden dedim. estarabim, estarabim.
Allahim sen her daim benim yanimda ol, guzel rabbim. Bana dogru yolu goster ve beni dogruluktan ayirma. Cok sukur. Valla saka bir yana, umarim hayirli bir karar vermisimdir, bir an evvel hamilelikten ve dogum izninden sonra pas tutan teknik becerilerimi parlatip baska limanlara yelken acmam lazim. Burasi guzel hos ama cok agir ve hantal. Her cicekten bal almak, butun sirketleri parmaklamak istiyorum ben. Ozel hayatimda namusumu korusam da, is hayatinda capkin olmak kaderim, kacamiyorum. Gozum hep disarida!