Su Ingiltere'ye geldigimden beri yuzlerce defa sasirdigim bir hadisedir, buradaki insanlarin, genci yaslisi demeden AKTIF olmasi.
Ama aktiflik derken gercekten fiziksel anlamda asiri hareketli olmaktan bahsediyorum. Bizim gibi 40'ini gecince sanki merdiven cikmak olduruyormus gibi merdiven yerine asansor kullanan, sabah is yeri servisine binmeye, aksam ayni servisten inmeye alismis, muhtemelen elit bir muhitte yasamiyor ise bir degisiklik yapip kosayim dese birilerinin sozlu veya gozlu tacizine ugramasi cok muhtemel olunca adama Ingilizlerin bu halleri tuhaf geliyor tabi.
Bu hafta yeni is yerime basladim, 2 mil evime, bu 2 mili cycle ediyorum diye cok mutluyken 50'lerinin sonlarinda gorunen Project Manager'in taa Longstanton'dan bisikletle geldigini ogrenince dumur oldum. 10 mil gel 10 mil git gunde 20 mil lan. 36 km yani. Herhalde ben onu yapmaya kalksam aksam eve vardigimda at boku kazir gibi kapidan kazirlardi beni cunku muhtemelen eve vardigimda aynen at boku gibi talas talas dokulurdum.
Sonra dedim tevekkeli degil, pezevenk her gun ofisin ortasinda uzun bir torenle, ayin yapar gibi giyiniyor, yesil reflektorlu kiyafetlerini, ayaklardan basa kadar. Giyinmesi 10 dk suruyor...
Gercekten hayranim bu adamlarin bedenlerini bu sekilde tepe tepe kullanmalarina. Kaslara, eklemlere hayda breh! Oysa biz Turkiye'de en cok sindirim ve bosaltim sistemimizi kullaniyoruz. Ne zaman yabanci bir arkadas bize misafirlige gelse sok oluyor, yemek bitmiyor cunku sofradan kalkinca. Bir kere yabancilarda sofraya oyle kocaman tencere veya servis kaplari getirme huyu yok. Tabaga yemek konulup oyle geliyor. Bizde oyle mi? Kocaman kocaman uzun servis tabaklarinda pilavlar dolmalar. Ayol 1 cesit main ile yiyor adamlar aksam yemeklerini be. Biz de kurusu, islagi, salatasi, atistirmaligi, hobarey!
Ayrica diyorum ya: YEMEK SOFRADAN KALKINCA BITMIYOR!
Yemek bitiyor tatli, tatli bitiyor meyve, hadi sonra cay, cayin yaninda cerez, bitmeyen bir ogutme seruvenidir bizi yastik gibi popolara ulastiran!
0 yorum
en derin düşüncelerini dök bebeğim