is yerinden insan manzaralari

  • Mart 01, 2013
  • By Ova (Excuse My Reading)
  • 7 Comments

Gun gecmiyor ki ingiltere kirsalinda yeni ve ilginc tiplerle  karsilasmayalim.
oncelikle calistigim sirkette bir porsche manyakligi var. ben daha tam olarak nasil yazildigini ya da hangi arabanin PORS olabilecegini bilemiyorum fakat adamlar benimki 10k'lik eski, ama bilmemkiminki 50k'lik abicim seklinde dedikodu ediyorlar.
Gerci bu iyi bisey, gordugunuz gibi gavurun dedikodusu bile tirt. bizde dedikodu yapildi mi illa kotu bir seyler soylenir, cekistirmesek rahat edemeyiz. sikici herifler..

efendim bizim sirkette buddy'lik diye bir olay mevcut. sen yeni ise girdiginde tecrubelilerden bir buddy'n oluyor, seni koruyup kolluyor yanlis yapana 'yooo maan!' diyor falan filan. printerdan nasil cikti alirim sorusundan tutun 'evde cocuklar ac acikta bekliyor' gibi ailevi dertlere kadar badinizle konusabilir ona icinizi acabilirsiniz dediler. eh iyi tamam afiyet olsun ama bana badi olarak is gorusmeme giren ve beni gordugu anda 'bu ne laaan' diye dik dik bakan amerikan aksanli kanadali mekriii gelmesin mi karsima. neyse pencereden gunes geldiginde bilgisayarin onunde GUNES GOZLUGU ile oturup calisan, ailesi oldugunu bilmesem topos zannedecegim mekri beni aldi ' gel bakalim kinali kuzum. ben senin badinim, anlat, konus nasil gidiyor arm'daki ilk haftalarin, bir derdin var mi?' diye tenhalara cekti. neyse iyiydin hostun derken konu mekri'ye geldi, abooowww ulan adamin hali benden betermis ya, bir dokundum bin ah isittim zavallidan. bu garibanin karisi cok ust duzey bir yoneticiymis, kanada'dan parise transfer olmus kendisi. fakat mekri kanadali oldugu icin fransa'da calisma izni yok. buyuk dedesinin bilmemneyinden dolayi ingilterede calisma hakki varmis. garibanin karisi ve cocuklari pariste, kendisi ise her cuma paris'e gidiyor kings cross'tan... 'ulan bu adam eurostarla her hafta parise gidiyor bir de burada ustune kira oduyor, KAC PARA VERIYOLAR LAN BU HERIFE' diye firtinalar koparken icimde, yuzumde marti yeni bitirmis kedilerin sefaat dolu 'ah canim' ifadesi ile mekrinin cilelerini dinledim. 1+1 bir evde kaliyormus, gozumun onune elinde legenle donlarini citileyen cilekes hali falan geldi yemin ederim. buzuk dudaklari ile mikrodalganin onunde yemeginin pismesini bekleyen bezgin halini falan hayal ettim.
Ulen mekri, dedim icimden, anladim simdi neden surekli burnunun ucunda tezek varmis gibi bet bet dolandigini. Uzulme kocum minvalinde bir seyler demek istedim ama gavurla oyle 5 dakikada besiktas yakinligi olmuyor abicim. Mekri, valla ben senin yerinde olsam, madem karim ust duzey yonetici, calismam abi giderim parisin bulvar kafelerinde butun gun got yayarim. paris parasi olan adam icin tam yayma yeri zaten bence. surada alcak tavanli, kara goklu ingilterede 1 saat durmam valla. ne garip insanlar ve hayatlar var. degil mi? (bu arada mekriiiyy takriben 50-55 yaslarinda, sari pisik bir abimiz, arkadaslari ona aynstayn demiyor, 'oglum kapali yerde gunes gozluguyle oturulur mu, hayvan misin, madem rahatsizsin indir su jaluziyi' de demiyor...cunku arkadaslari ingiliz, isterse donla gelip otursun onlara komaz. ben turk oldugum icin her boka uyuz olma ve laf sokma potansiyelim hala dipdiri icimde. AMA OFISTE DE GUNES GOZLUGU ILE CALISILIR MI LAAA! ajan smith misin.

Diger insan manzaramiz, hemen arkamda oturan day manager'im saymin. saymin ingiliz(emin olamayip sordum evet, hatta cambridgeli herif) fakat genelde ingilizler bilirsiniz kendileri hakkinda konusmaya en az 3 pint bira devirdikten sonra baslarlar. ancak simon en ufak bir diyalogda butun seceresini pitir pitir anlatiyor. gecenlerde masasinin ustunde dislerinin anca yarisina sahip cikabilmis 2 sarisin erkek cocugu resmini gosterip' seninkiler mi?' diyecek oldum da, aboowww bir basladi, efendim buyuk olan karisinin ilk kocasindanmis. ama onu da kendi cocugu gibi severmis. hatta babasi ile de cok yakin arkadaslarmis bu gece onlara cin yemegi yemeye geleceklermis. zaten sik sik da gelip onalrda kalirmis. babasi ile cok yakin arkadas oldugumuz icin veledin de  iki babasi var falan diye konustu da konustu. Baooooowww diye elimi isirasim geldi dinlerken. ah benim mazlum saymin'im benim memleketimde olsa sana GODOS derler dedim icimden. hakkatten ya ne tuhaf dimi, adam karisinin eski kocasi ile kanka olmaktan ve onu kiskanmamaktan gurur duyuyor. Ben kendimi hayal ettim de, mehmetin eski karisi olsa degil gece bizde kalmasina eve gelmesine tahammul edemem be.

yine simon, cocuklarinin nasil yapildigini da anlatti. buyuk oglan hastaymis da, surekli hastanedelermis, sadece 2 kez 2 farkli yerde yapabilmisler. benim de hinzirligim tuttu 'tescos car park?' dedim yavsak yavsak. o da yook. ikisi de evde, ama evin iki farkli yerinde diye anlatmaya koyuldu ki yangin vaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaar diye bagiramadan allahtan muhabbet sona ermek durumunda kaldi. bir de diyor ki ilerde oglumun kiz arkadaslari geldiginde sohbet konumuz hazir.

ne guzel...

You Might Also Like

7 yorum

  1. hahaha çok güldüm ya bodyne...çok şekersin...turkiyeye gel tanışcam senle :)))

    YanıtlaSil
  2. o senin sekerligindir :)
    tanisalim tabi ki :D

    YanıtlaSil
  3. godoş kısmına anırarak güldüm ceroş :)))

    YanıtlaSil
  4. ayy kahkaha ata ata okudum ben bu yazıyı. :)) böyle renkli insanların içinde olmak hoş olmalı.

    YanıtlaSil
  5. yahu yazıda doğrusu geçiyor bari ordan bakalım da öyle... neyssse...
    BODY NE YA.

    YanıtlaSil
  6. yaa valla yine döktürmüşsün.Senle tanışma fırsatını nasıl kaçırdım ben ona yanarım.

    YanıtlaSil

en derin düşüncelerini dök bebeğim