I've always wanted to take photos of random strangers wherever I visit. Today I said, now or never, and started asking people randomly, if I can get a shot or not.
The results were amazing in Oslo. People are bright, friendly and beautiful. Thanks for everyone who participated.
Kadın kadının kurdu diye bir laf var ya, bir kadın ne zaman bir erkek tarafından öldürülse aklıma gelir.
Kurt gibi boğazlamak erkeklere mahsus bir canavarlıktır, bir kadın başka bir kadını ancak sözleri ile boğazlayabilir, ya da gözleri ile bacılarım.
Kimsenin bayan olmak zorunda olmadığı bir dünyaya doğamamışız, nasibimiz böyleymiş.
Her kadın gibi, Bayan'lığın üzerine pudra şekeri serpilmiş zoraki kibarlığından kendi dilimimi kesip alalı çok oldu. Yetişkinliğimde yarattığım çöplüğe atıp unuttum bayanlıktan payıma düşeni.
Ne zaman bir Süzen Bayan görsem, notumu vermek için, çapımı biçmek için gözleri ve sözleri ile etrafımda dolaşsa, bayanlığın sırtımı yalayıp geçen soğuk, üşüten rüzgarına kapılıyorum.
Hava geçirmez saklama kaplarına koydukları niyetleri ile kendilerine düğüm atan kadınlar bunlar. Sanata çok benzer bir şey var aslında durgun mutsuzluklarının altındaki bitmez hesaplarda. Mahir elleri ile kendilerine verdikleri şekillerde hayranlık duyduğum bir zanaatkarlık.
Bazen kocalarına ve çocuklarına da raf üstünde duran biblolar gibi küçük dokunuşlarla şekiller verdiklerini görüyorum, kendimi çok beceriksiz hissediyorum o zaman bacılarım. Kendime bile şekil vermekten acizim, bırak yanımdakilere dokunmayı.
Işığa tuttuğumda içinde ne olduğunu göremediğim insanlardan korkarım ben.
Kaplamalarını kazıyıp baksam, içlerinde ne var. Nerede bende bunu yapacak maharet...
Ne varsa kadınlarda var diyoruz, taze sıkılmış meyva suları gibi umut veriyoruz birbirimize.